Mehmet Y. Yılmaz kaybetti...
Bazı eskimiş, bayat ve “fikri takip” konusunda bile zaman aşımına uğramış haberler ve yorumlar okurda “bıkkınlık” yaratır…
Mehmet Y. Yılmaz’ın, gazeteciliğin en önemli ilkelerinden biri olan “Fikri takip” konusunda ne kadar hassas olduğunu biliyoruz…
Ama…
Bir şeyi daha biliyoruz…
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı sürecinde kendisine getirilen hediyelerin, değeri yasal sınırları aşanlarını devlete iade ettiği konusundaki hassasiyetini de…
Kaldı ki…
Mehmet Y. Yılmaz eğer Abdullah Gül konusundaki fikri takibinde bu kadar hassassa eğer…
Başka bazı konularda aynı hassasiyeti neden gösteremiyor?..
Demek istememiz o ki:
Bazı eskimiş, bayat ve “fikri takip” konusunda bile zaman aşımına uğramış haberler ve yorumlar okurda “bıkkınlık” yaratır…
Hele de gazete patronajının en iyi dilekleriyle katıldığı…
Gazeteyi 20 yıl yönetmiş genel yayın eski yönetmeninin “sıcacık bir yazı” yazdığı bir “müze açılışı daveti” sonrası…
Hem de…
Yine gazete patronajının, siyasi egemenlere “düşmanlaştırılmak” istenildiği bir dönemde; siyasi egemenlerle “düşmanlıkları kaşımak” olarak anlaşılacak konularda ısrarla yazmak “gazetecilik” değil, bir gazetecinin “kendi ayağına kurşun sıkması” gibidir…
Bu tür bir yazıyla Mehmet Y. Yılmaz günün kaybedenidir…