Mehmet Y. Yılmaz, Dilipak'ı referans almış!

Mehmet Y. Yılmaz ilginç şekilde Al Capone konusunu yazmamış bugün. Ama muhalefete devam etmiş tabii. Referans noktası da çok ilginç...

GAZETECİLER.COM - Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz bugün mutlaka Al Capone meselesine hızlı bir giriş yapar diye düşünmüştük ama yanıldık. O topa hiç girmemiş Yılmaz. Merak etmeyin muhalefet etmeye devam etmiş.

Yılmaz Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın bir yazısına dikkat çekmiş bugün. Dilipak'ı ve yazdıklarını Başbakan ve çevresiyle yakın bir ilişki içinde olduğu için önemsediğini belirten Yılmaz şöyle

"VAKİT Gazetesi’nde yazan Abdurrahman Dilipak, biliyorsunuz Başbakan’ın yakın ahbabıdır.

Bir hakaret davası nedeniyle mahkûm olup, evini satmak zorunda kalınca Başbakan’ın eşi, Dilipakların evine kadar gidip “Geçmiş olsun” ziyaretinde de bulunmuştu.

Bu nedenle Dilipak’ın verdiği haberleri ciddiye alırım, birinci elden duyma olasılığı yüksektir diye.

Bakın dünkü yazısının başlığı şuydu: “Doğan’dan sonra sırada Koç mu var?”

Dilipak yazısında “Doğan için yolun sonu geldi” diye yazıyor. “Bundan sonra yola devam etmek değil de, bu işten daha az zararla yakasını nasıl sıyırır ona bakacaktır” diye devam ediyor.

“Onu Vergi Mahkemesi hâkimleri de kurtaramaz. O dosyadan değilse, başka dosyadan yakasına yapışırlar” diyor.

Belli ki o çevrede, Başbakan’ın ve hükümetin bu konuda kesin kararlılığıyla ilgili bir bilgi var.

Hukukun her şekilde zorlanarak, medyanın susturulması planının sürdürüleceği anlaşılıyor.

Öncelikli hedefin neden bağımsız medya olarak seçildiği de yazısında yer alan şu soruyla ilgili: “Doğan’dan sonra sırada kim var?”

Olası yanıtını da başlıkta vermiş zaten: “Doğan’dan sonra sırada Koç mu var?”

AKP iktidarı, ilk gününden beri daha önce belediyelerde yaptığını Türkiye ölçeğinde gerçekleştirmeye yoğunlaştı: Kendisine bağlı bir sermaye grubu yaratmak!

Önce belediye olanakları, sonra devlet olanakları bu iş için kullanıldı.

Daha önce adını sanını hiç duymadıklarımız büyük iş sahibi oldular.

Belli ki şimdi planın yeni bir aşamasına geçiliyor: Sermayenin el değiştirmesi!

Bunun için önce bağımsız medyanın yok edilmesi gerekiyordu. Şimdi onu başardıklarını, en azından başarmaya çok yaklaştıklarını düşünüyor olmalılar ki artık hedeflerini gizleme gereği bile duymuyorlar.

“Sesimi çıkartmazsam hükümet bana dokunmaz” diye düşünen büyük sermaye için bir uyarı işareti Dilipak’ın yazısı.

Ama bu saatten sonra uyanmak ne işe yarar, orasını bilemeyeceğim!"