Mehmet Y. Yılmaz çok kızdı!

Milletvekilleri işlerine geldiği gibi oy kullanınca "milli irade", işlerine gelmeyince "Ergenekoncu sızma" oluyor demek ki!

GAZETECİLER.COM

Mehmet Yakup Yılmaz, meclisteki oylamaları konu almış yazılarından birinde.

Her zaman olduğu gibi "Yandaş Medya" yaftalamasıyla başlıyor ve o gurup medyanın "ikiyüzlü" olduğunu belirtiyor.

Bakın nasıl.

Parti içi demokrasi olmazsa, böyle olur

ANAYASA değişikliği paketinden "parti kapatmanın TBMM iznine bağlanması" ile ilgili değişiklik düşünce, "demokrat" arkadaşların gerçek yüzü de bir kez daha ortaya çıktı.

“Yandaş Medya” demeyi sevmiyorum ama bugün ilk kez kullanacağım o tanımı ve şöyle diyeceğim.

Yandaş Medya yazarları, 8. Maddeye “Ret” oyu veren 12 Ak Parti milletvekili için “muhalefetten para aldılar” iddiasında bulunmuşlardı.

Aynı milletvekilleri dün gece, 17. Madde (ki Anayasa Mahkemesini iktidarların avukatı haline getiriyor) için “Kabul” oyu kullandılar.

Demek ki bu sefer de iktidardan kaptılar parayı.

Hâsılı 2 gecede servet sahibi (!) oldular.

Çocuklarına bırakacakları mirasa bakar mısınız: “Kendi partilileri tarafından 'oy satan milletvekili' olarak suçlanan politikacı”…

Adnan Berk Okan

Dün "yandaş medyada", değişiklik aleyhine oy kullanan AKP'li milletvekillerini "Ergenekoncu köstebekler" diye niteleyen yazılar bile yayımlandı.

İlginç bir durum: Milletvekilleri işlerine geldiği gibi oy kullanınca "milli irade", işlerine gelmeyince "Ergenekoncu sızma" oluyor demek ki!

İlginç bir tepki de Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'dan geldi. Bakan, pakete oy vermeyen AKP'lileri "Dürüstlük bu mudur" diye eleştiriyor. "Kim olduklarını bilsek, konuşabilsek, ikna ederdik" diyor.

Hayati Bey, belli ki bunun gerçekleşebilmesinin birinci koşulunun "parti içi demokrasi" olduğu gerçeğini unutmuş.

İçtüzüğün "grup kararı alınmasını" yasakladığı bir oylama için bile milletvekilleri üzerinde nasıl baskı kurulduğunu da görmemiş.

Anayasa değişikliği teklifinin, önceden alınmış imzaların üzerine yazılıp TBMM Başkanlığı'na verildiğini de hatırlamıyor.

Milletvekillerinin kaderinin bir tek kişinin kararına bağlı olduğu durumlarda, bu tür olaylarla karşılaşmak kaçınılmazdır.

AKP yöneticilerine önerim, buna hayıflanmak yerine, değişikliğin neden parti içinde demokratik bir şekilde tartışılamadığını düşünmeleridir.

Yılmaz'ın diğer yazılarını