Mehmet Tezkan Akşam'a fena çaktı
Misyon medyasına harbi uyarıydı... Masa başında üretmeyin mesajıydı... Bu kez fena çakıldılar...
Akşam gazetesinin manşetinde yer alan ve Genelkurmay Başanlığı,
Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tarafından da yalanlanan Türk
Silahlı Kuvvetleri'yle ilgili "Karargahta 40 Paralel Paşa"
haberine bir tepki de Milliyet yazarı Mehmet Tezkan'dan geldi.
Tezkan, köşesinde "Misyon gazeteciliği bu kez fena çakıldı"
başlıklı yazısında Akşam gazetesine çok sert yüklendi.
İşte o yazıdan çarpıcı bölümler:
Haber üretmenin.. Karalama kampanyasının, itibarsızlaştırma
yayıncılığının.. İktidar bir vuruyorsa, sen üç
vur, başbakan bir söylüyorsa, sen beş söyle; abart abartabildiğin
kadar gerekirse pireyi deve yap anlayışının..
Misyon gazeteciliğinin bir örneğini daha gördük..
Ama bu kez dozu aşmış olacaklar ki haber üretmenin sınırlarını
zorlamış olacaklar ki.. Ters tepti..
Kafa üstü çakıldılar..
*
Yeni bir durum değil.. Yıllardır sürdürdükleri yayın
anlayışları böyle.. Adına misyon gazeteciliği
diyorlar..
İlkeleri şöyle: Başbakan veya iktidar bir kişiye veya
kuruma kızdı diyelim.. Ertesi gün topluca saldırıyorlar.. Manşetler
atıyorlar, köşe yazıları döşüyorlar, televizyonlara çıkıp nutuklar
atıyorlar..
Düne kadar sevdikleri..
Düne kadar övdükleri kişi de olsa fark etmiyor.. Yaftalamaktan,
itibarsızlaştırma yarışından zerre kadar kaçınmıyorlar..
Tek bir amaç var: İktidara hizmet..
*
Bütün büyük davalarda bunu yaptılar.. Balyoz'da, Ergenekon'da,
Poyraz'da, Casusluk'ta, aklınıza gelen bütün davalarda..
Dehşet havası yarattılar..
O davalar bu hale iktidarcı ve cemaat medyasının gazıyla
geldi.. O zaman ittifak halindeydiler, yedikleri içtikleri
ayrı gitmiyorlardı. . Ortak haberler yapıyor, ortak manşetler
atıyorlardı..
Dernek bile kurmuşlardı..
Büyük davalarda yapılan maddi hatalara itiraz edenlere
'sulandırmayın' diyorlardı..
Gördük ki; sulandıran kendileriymiş.. Kumpasa çanak tutan, çeşni
olan..
*
Gelelim günümüze..
Başbakan'ın hedefinde bu defa paralel yapı dediği, Gülen
Cemaati var..
İktidarcı gazeteler, Başbakan'ın yolsuzluk ve rüşvet
soruşturmasını darbe girişimi ilan ettikleri gün yayına
başladılar..
Cemaate vuruyorlar da vuruyorlar.. Her taşın altında paralel yapı
olduğunu söylüyorlar.. Manşetlerden düşürmüyorlar..
Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ticarette, esnafta
örgütlülermiş!..
Doğru mu?
Doğru.. Doğru olduğuna inanıyorum.. Böyle bir ağ
var..
İnancın ötesinde dayanışma ve dışlama
üzerine..
Sorum şu; bu yapıyı düne kadar bilmiyorlardı.. Sanki bir aralık
günü sabahı gözlerini açtılar ve gördüler..
*
Neyse konu başka.. Konu, haber üretmeleri, abarttıkça
abartmaları..
Ergenekon'da da yaptılar, Balyoz'da da.. AKP'li olmayan, AKP'ye söz
söyleyen herkes ya darbeciydi, ya Ergenekoncu..
Şimdi de paralelci..
Meseleyi büyüttükçe büyütüyorlar ki, devasa ahtapota
benzetiyorlar ki, o yapıyla mücadele eden Başbakan
kahramanlaşsın..
*
Geçen gün manşet..
Biri kuvvet komutanı 40 general ve amiral paralel
yapıdanmış!..
Paşalar derin örgüte hizmet ediyormuş.. O komutanların görev
yaptığı yerlerde adli müşavirlik, istihbarat personel gibi kritik
yerleri paralelciler ele geçirmiş..
Albay ve altındaki rütbelerde kadrolaşma olanı yüzde
50'ymiş.. Yani iki subaydan biri..
Yani emir-komuta zincirinin dışından emir alıyorlar.. Askerlerden
sorumlu imamdan mı?..
Haberin iddiası bu..
Paralel, ordunun yarısını teslim aldı!..
Hal böyleyse, asker karnıyarık gibi ortadan bölünmüşse, çatışma eli
kulağındadır demektir..
Silahlar konuşacak demektir..
*
Haber son yılların en önemli haberiydi ama yalanlandı..
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı mealen
'hayal mahsulü' dedi..
'Hiçbir hukuki, insanı ve vicdani dayanağı yoktur' denildi..
Sıradan, devlet refleksiyle yapılan bir yalanlama değildi bu..
Misyon medyasına harbi uyarıydı.. Masa başında üretmeyin
mesajıydı..
Bu kez fena çakıldılar..