Mehmet Demirkol kaybetti...
Bir sivilcenin, bir dünya güzeli yüzü bile çirkinleştirdiğini bilmiyorsa birileri anlatmalı ona…
Futbol yorumcularının en düzeyli ve entelektüel ilk beş isminden
biri olduğundan hiç şüphemiz yok…
Kimin mi?..
Mehmet Demirkol’un…
Yani…
Futbol ve futbolcularımız, futbol seyircilerimiz, kulüp
yöneticilerimiz, futbol yazarlarımız hakkında yazacağı her yazı,
yapacağı her yoruma saygı duyarız…
Ama…
Bir sivilcenin, bir dünya güzeli yüzü bile çirkinleştirdiğini
bilmiyorsa birileri anlatmalı ona…
Canlı TV yayınında kendini savunurken diyor ki Demirkol:
“Soru soruyoruz diye ‘neden soruyorsun?’ diyen gazeteci
arkadaşlar tarafından sorgulanıyoruz.”
Siteminde haklı mı?..
Haklı…
Ama…
“Pespayelik artık bu” demesi yanlış…
“Pespayelik” demek yerine “ayıp
yani” dese; kınamak istediklerini daha zor durumda
bırakacağını bilmeli…
Çünkü bizim milletimiz; pespayelikten çok ayıbı kınar…
Çünkü “ayıp” ciddiye alınır…
Pespayelik yapan ise “pespaye” olduğu için gülünür
geçilir…
“Arda’yı, Selçuk’u gördüğüm zaman soracağım.
Muhataplarına soracağım. Bunu neden soruyorsun
diyen gazeteci olur mu yahu?..”
Tabi soracak…
Ama…
Sadece bir köşe yazısında kullanılabilecek olan bir nida olan
“Yahu!” TV canlı yayınında asla olmaz…
Devam edelim:
“Gazetecilik mesafe koyma işidir. Ben sizin gibi değilim,
kimsenin kucağına oturmam...”.
Haydaaaa….
Tabii ki gazetecilik mesafe koyma işidir…
Elbette gazeteci işini yaparken (Sosyal hayatında ise herkese yakın
olması avantajıdır.) kimseye yakın olmamalı…
Ama arkadaş…
“Kimsenin kucağına oturmam” demek; kendisi gibi
olmayanlara “fahişe” demek değil mi?..
Hâsılı…
Bütün entelektüel birikimini, bir dünya güzelinin yüzünde çıkan
sivilceye benzer “kelime çıbanları” ile çürüten
Mehmet Demirkol kaybetti…