Mehmet Barlas'tan İstanbul depremi için açık çağrı
Elazığ-Malatya depremi sonrası meydana gelen manzaraya dikkat çeken Sabah yazarı Mehmet Barlas, İstanbul'daki olası depreme yönelik bir çağrıda bulundu.
Elazığ-Malatya depreminde yıkılan binaların görüntülerinin ürkütücü olduğunu belirten Sabah yazarı Mehmet Barlas, binaların kum yığınına dönüştüğünü söyledi ve "Deprem hiç olmayacakmış gibi yaşayan inşaatçıların, bu binalarda yaşayacak insanlara can borçları olacağı da herhalde hiç düşünülmemişti." dedi.
İstanbul'da depreme hazırlıklı olmayan ama riskli olduğu bilinen semtlerdeki vatandaşlar için harekete geçilmesi çağrısında bulunan Mehmet Barlas, depremlerdeki rakamların büyük olmadığını ama uyarıcı olduğunu söyledi.
İşte Mehmet Barlas'ın bugünkü yazısı:
Depremlerin nedenini galiba biliyoruz. Daha da ötesi Anadolu'yu
hem Doğu'dan Batı'ya hem de Kuzey'den Güney'e taşıyan fay
hatlarını, evimize giden yolları öğrendiğimiz gibi öğrendik. Fay
kırılmasının cam kırılmasına falan benzemediğini de biliyoruz.
Hatta depremlerin değil yıkılan binaların insanları öldürdüğünü de
artık bilmekteyiz. Bütün bu bildiklerimizin çokluğuna karşın,
depreme hazırlıklı olmanın, bizim coğrafyamızda fazla anlam
taşımadığının da farkındayız.
Japonya'da bir deprem
Depreme hazırlıklı olmak konusunda örnek ülkelerden biri
Japonya'dır. Yıllar önce TÜSİAD'dan bir heyetle birlikte
Tokyo'daydık. Japonların TÜSİAD'ı olan Keidernan'daydık. Ben de
konuşmacıydım. Bir binanın 18'inci katındaki toplantı
salonundaydık. Ben tam konuşmaya başlamıştım ki, deprem başladı.
18'inci kattaki salonun tavanından sarkan avize sağa sola
sallanıyordu. Ben de heyetin diğer Türk üyeleri de, o anda
masaların altına mı girsek falan diye düşünürken, karşımızdaki
Japonlar hiç istiflerini bozmuyorlardı. Hatta bazılarının gözleri
kapalıydı. galiba uyukluyorlardı.
Sonunda bitti
Sonunda deprem bitti. Oldukça şiddetli bir depremmiş ama
bulunduğumuz bina 8 şiddetindeki depreme bile dayanabilirmiş. Ne
yaparsınız. ben de işi şakaya vurdum, konuşmamın etkisi deprem gibi
oldu falan dedim. Ama o depremin benzerini İstanbul'daki bir
binanın 18'inci katında yaşasaydık acaba ne yapardık diye de hep
düşündüm.
Kum yığını gibi
Son Elazığ-Malatya depreminde yıkılan binaların görüntüleri,
ürkütücü değil miydi? Bu çok katlı binalar sanki birer kum yığınına
dönmüşlerdi. Belli ki binaları inşa edenlerin betonarme teknikleri
ile, inşaatta demir kullanmakla falan fazla ilgileri yoktu...
Deprem hiç olmayacakmış gibi yaşayan inşaatçıların, bu binalarda
yaşayacak insanlara can borçları olacağı da herhalde hiç
düşünülmemişti.
Hazırlıklı değiliz
İstanbul'da depreme hazırlıklı olmayan ama riskli oldukları bilinen
semtlerdeki kardeşlerimiz için, artık mutlaka harekete geçmeliyiz.
Son depremde rakamlar çok büyük değildi ama çok uyarıcıydılar.
Büyük bir felakete karşı mutlaka hazırlıklı olmalıyız.