Mehmet Barlas'ın hatırlattıkları

Ülkeleri yöneten siyasetçiler kendilerinin ya da anlaşmazlığa düştükleri devletlerin güçleri ne olursa olsun “kuyruğu dik tutarak” insanlığa zarar verdiklerini ne zaman fark edecekler?..

Mehmet Barlas bugünkü SABAH’ta, “ABD ile ortaklığımız daha ne kadar ayakta kalabilir?“ diye soruyor.

*

Yazıyı okuduktan sonra düşündüm…

Ve…

Şu soruları sordum ben de.

HERKES KENDİNİN HAKLI OLDUĞUNA İNANIRSA…

Ülkeleri yöneten siyasetçiler kendilerinin ya da anlaşmazlığa düştükleri devletlerin güçleri ne olursa olsun “kuyruğu dik tutarak” insanlığa zarar verdiklerini ne zaman fark edecekler?..

*

Ülkeleri yöneten siyasetçiler kendilerinin ya da anlaşmazlığa düştükleri devletlerin güçleri ne olursa olsun, “Vatansever” olmanın başka devletleri oluşturan toplumlara da aynı hakkı verdiğini ne zaman kabul edecekler?..

*

Ülkeleri yöneten siyasetçiler kendilerinin ya da anlaşmazlığa düştükleri devletlerin güçleri ne olursa olsun “Milliyetçilik” taslarken aynı şekilde başka milletlerin de aynı duygu yüzünden aşırı heyecanlanacaklarını ve en küçük bir anlaşmazlığı bile silah yoluyla çözmeye kalkışacaklarını ne zaman görecekler?..

*

Ülkeleri yöneten siyasetçiler kendilerinin ya da anlaşmazlığa düştükleri devletlerin güçleri ne olursa olsun; duygu yoğunluklarının veya çıkar hesaplarının başka devletlerin halkları tarafından da yaşanacağını ne zaman akıl edecekler?..

*

Karşı tarafın da aynı durumda olduğunu kabul edemedikleri için savaştıklarını nasıl anlayabilecekler?..

*

Evet…

Bu soruları sordum ve…

Savaşların, uzlaşmazlıkların, anlaşmazlıkların sebebinin taraflardan her birinin kuyruğu dik tutması olduğuna karar verdim.

*

Savaşların, uzlaşmazlıkların, anlaşmazlıkların sebebinin taraflardan her birinin sadece, “ben haklıyım sen haksız” diye diretmelerinden ötürü çıktığına hükmettim…

NE YANİ SADECE POLİTİKACILAR MI…

Ey güzel insanlar!..

Eğer ortada “ben ona gitmem o bana gelsin” dayatması, kibri ve gururu varsa…

Anlaşmaların ve uzlaşmaların imkânsız olduğun sadece akıl ve vicdan tutulması yaşamayan toplumlar görür…

*

Anneciğim “bir iyi ile bir fena kırk yıl geçinmişler” der…

Yani…

Ortada uzlaşmazlık varsa…

Ortada savaş varsa…

Ortada uzlaşmayan taraflar kadar “fena” var demektir…

Ortada uzlaşmayan taraflar kadar çok sıkılı yumruklarla dolanan birileri var demektir…

*

Ve…

Siyasetçilerin bu uzlaşmazlıklarının ardındaki en büyük destek de “benim milletim haklı… Benim halkım doğru düşünüyor… Ben kuyruğumu dik tutarım” gibi heyecan duyguları yaşayan halklar var…

*

Sanırım Mehmet Barlas’ı okuduktan sonra o kişiler de benim görüşlerimi de bir kez değerlendirirler…

*

Ve umarım…

Tartıştığımız tarafların da bir halkları ve hesap verecekleri milyonlarca seçmenleri olduğunu kabul ederler…

Aksi halde…

Bu savaşlar sürer gider…