Mehmet Barlas
Sabah
Sabah gazetesindeki köşesinde Cumhurbaşkanı-CHP-AK Parti'nin
beraber kuracağı üçlü koalisyon önerisini dile getiren ve bugüne
dek uygulanmayan, teammüllerde olmayan bir çözüm dile getiren
Mehmet Barlas, bu çarpıcı önerisi ile günün köşe yazarı oldu.
İşte Barlas'ın önerisi:
Koalisyon arayışları içinde bulunan siyasi parti liderlerinin ve
beyin takımlarının görmezden gelmeleri mümkün olmayan
"Türkiye gerçeği"ni yeniden hatırlayalım... Bu
gerçeğin adı "Cumhurbaşkanı Erdoğan"dır. Gerek
arkasındaki "Halk oyu" ve gerekse
"Anayasal meşruiyeti" ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
hesaba alınmayacağı bir koalisyon arayışı, nakıs teşebbüsten öteye
gidemez.
Dünkü yazımda arkadaşım Ahmed Pekin'in bu gerçeği vurgulayan
sözlerini şöyle yazmıştım:
Üçlü koalisyon
- Şu anda koalisyonda bulunabilecek siyasi partilerin güçleri
aldıkları oy oranına göre belirleniyor. Bu açıdan baktığınızda
halkın en fazla oy vererek siyasete koyduğu ağırlığın sahibi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan değil mi? AK Parti'nin yüzde 41,
CHP'nin yüzde 25 oyu var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ise arkasında
yüzde 52 oy yok mu?
Ve bu gerçeğin ışığında varılacak
koalisyon biçimini de şöyle özetlemiştim:
- Ülkenin istikrarı ve gelişmeyi sürdürmesi için bir koalisyonun
kurulması gerektiği çizgisinden gidersek, en gerçekçi çözüm
"Üçlü Koalisyon" olmalıdır. Bu koalisyon
"Cumhurbaşkanı-AK Parti- CHP" üçlüsü tarafından
oluşturulduğu takdirde, Türkiye'nin kalıcı ve sorunlara çözümler
üreten bir siyasi iktidara kavuşması mümkün olabilir.
Bir çözüm önerisi
Cumhurbaşkanı'nın Bakan olarak bir koalisyon hükümetinde yer alması
mümkün olmadığına göre, bu "Üçlü Koalisyon"un
pratiğe uygulanması nasıl olacaktır... Ahmed Pekin'le bu konuyu da
tartıştık ve şöyle bir uygulamanın mümkün olabileceğini
düşündük:
- AK Parti ile CHP'nin hazırladıkları koalisyon
protokolünü, Cumhurbaşkanı da imzalar... Kurulacak koalisyon
hükümetinde de Cumhurbaşkanı'nın temsilen mesela Binali Yıldırım
gibi O'na yakın bir siyasetçi Başbakan Yardımcısı olarak yer
alır... İki parti arasındaki anlaşmazlıklarda, bu formülle
uzlaştırıcı bir makam da çıkar ortaya.
Koalisyon başarılı olabilir
Bütün bu düşünce arayışlarını yaparken, mesela Tansu Çiller'in
Başbakan ve Deniz Baykal'ın Başbakan Yardımcısı olduğu 1995'teki
koalisyonda, Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne girmesinin başarıldığını
da unutmayalım... Yani kavgaların geride bırakıldığı ve kişilere
dönük saplantıların terk edildiği bir siyaset ortamı,
"Açılım Süreci" dahil pek çok önemli sorunu çözüme
kavuşturabilir. Yeter ki insan aklının boyu, insanın ihtirasının
boyundan daha uzun olsun. Ve yeter ki gerçekleri görmezden gelen
"Devekuşu modeli" siyasetin, ancak kriz
üretebileceğini herkes görebilsin...