Mehmet Barlas

Mehmet Barlas ve Ertuğrul Özkök'ü aynı gün "alkışlıyor" veya "kazanan" ilân ediyormuşum da ondan...

İsmi lâzım değil; değerli ve çok bilinen bir gazeteci dostum bir telefon sohbetinde; "seni anlayamıyorum" dedi...
Neden mi anlayamıyormuş beni?..
Mehmet Barlas ve Ertuğrul Özkök'ü aynı gün "alkışlıyor" veya "kazanan" ilân ediyormuşum da ondan...
Ya da çoğu kere birer gün arayla "Günün Köşe Yazarı" seçiyormuşum onları...
Ona söylediğimi sizler zaten biliyorsunuz ama bir kez daha tekrar edeyim...
İkisinde de "değişime verdikleri önem ve değeri" seviyorum...
Pencereleri farklı tabii ki...
Özkök daha çok sosyolojik (Ki kendisi aynı zamanda bir sosyoloji doktoru akadesmiyen.), Barlas ise siyasi ve ekonomi yönetimindeki değişimle ilgili konuları yazıyor...
Ama...
İkisi de değişimin görmezden gelinmesinin ülkeye ve halka neler kaybettirdiğini, kaybettireceğini anlatıyor...
Gezi Parkı olayında  Barlas'ın Başbakan'ın değişimi göremeyişini eleştirmemesi nasıl eksiklik idiyse; 28 Şubat sürecinde Özkök'ün sosyolojik değişimin farkına varamayışı onun bir büyük esksikliğiydi...
Ama her ikisinin de birkaç küçük yanlışı genel doğrularını silip süpürecek değil...
Neyse...
Bugün o ikiliden Mehmet Barlas için "kazandı" diyeceğim...
Zira...
Sabah'ta "Abdullah Öcalan bile zamanın ruhunu yakalamışken" başlığı altında yayımlanan makalesi hem (Sevmeseniz ve hatta nefret etseniz de) Öcalan'ın olgun tavrının hakkını verirken, değişime direnenlerin nasıl da çağı ıskaladıklarını anlatıyor...
Kazanması da işte o nedenle...
Değişimi savunması; haklıya hakkını teslim etmesinden...