Mehmet Barlas 'köşe kadıları'na çaktı

Bizleri dinleyip nasıl davranacaklarına öyle karar verseler, eşeğine kendisinin mi yoksa oğlunun mu binmesi gerektiği konusunda çevrenin tepkilerine kulak verip, sonunda eşeği sırtına alan Nasrettin Hoca'nın durumuna düşmezler mi?

GAZETECİLER.COM - Sabah yazarı Mehmet Barlas bugün köşesinde Hakkı Devrim'den ödünç aldığı  Köşe kadılığı kavramını masaya yatırdı.

Bir yandan köşe kadılarının birbirleriyle sürekli kavga ettiğini anlatan Barlas, siyasi iktidara hak verdi ve "bizleri dinleyip nasıl davranacaklarına öyle karar verseler, eşeğine kendisinin mi yoksa oğlunun mu binmesi gerektiği konusunda çevrenin tepkilerine kulak verip, sonunda eşeği sırtına alan Nasrettin Hoca'nın durumuna düşmezler mi?" diye sordu.

BİR CÜMLEDE DARBEYİ ALKIŞLAYAN GEÇMİŞİYLE HESAPLAŞTI

İşin ilginci çuvaldızı kendisine de batıran Barlas'ın 12 Eylül'den sonra kaleme aldığı ve darbeyi öven, askerlere alkış tutan yazılarını da eleştirmesiydi.

12 Eylül'den sonra Milliyet'teki köşesinde  “En yüksek rütbeli komutanından, en kıdemsiz erine kadar, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne şükranımız sonsuzdur. Kendilerine karşı ulusça gösterilen geleneksel özene layık olduklarını, bir kez daha kanıtlamışlardır. Kaybolmuş can ve mal güvenliğini yeniden sağlamışlar, tehlikeye düşmüş olan ülke bütünlüğünü tartışılmaz bir kavram haline getirmişlerdir. Devlete ve ulusa, bundan büyük hizmet olur mu?" yazan Barlas bugün hatasını telafi etmek ister gibiydi.

Barlas, köşesinde "bizler de sırasında darbelerin demokrasinin gereği olduğunu savunan fetvalar vermedik mi?" diye sormayı da ihmal etmedi.


İşte Barlas'ın meslektaşlarını yerden yere vurduğu, siyasi iktidara hak verdiği o yazıdan çarpıcı bir bölüm:

NE KADAR DOĞRU BİR TANIMLAMA KÖŞE KADISI

"Hakkı Devrim'i özlemediniz mi?
Köşe yazarlarına "Köşe kadısı" derdi...
Ne kadar doğru bir tanımlamaydı bu "Köşe kadısı" kavramı.

EBUSUUD EFENDİ'Yİ KAÇ KİŞİ HATIRLIYOR

Savaşlar yapan, hem üç kıtaya hem de Harem'e hükmettiğini zanneden Kanuni Sultan Süleyman hep var olacak... Ama onun icraatına hukuki kılıflar diken Ebussuud Efendi'yi kaç kişi hatırlıyor?

Gazetelerin köşe kadıları olan bizler her gün her konuda fetvalar veriyoruz. Bu da yetmezmiş gibi sürekli aramızda kavga da ediyoruz.

YA DİNLESELERDİ?
 
Eğer karar verme yetkisine sahip olanlar bizleri dinleyip ona göre davranışlarını ve çizgilerini belirleseler, eşeğine kendisinin mi yoksa oğlunun mu binmesi gerektiği konusunda çevrenin tepkilerine kulak verip, sonunda eşeği sırtına alan Nasrettin Hoca'nın durumuna düşmezler mi?

Bizlere kalsa ya bütün cezaevleri tıklım tıklım dolu olurdu, ya da boşaltılırdı.

Bizlere kalsa İmralı Süreci ya başlamadan biterdi, ya da İmralı'ya bir televizyon alıcısı yanında bir de tiyatro sahnesi kurulurdu.

BU FETVALARI HER DÖNEMDE VERDİK

Nasıl Ebussuud Efendi Anadolu'daki mezhep ayrımına dayalı kırımı şeriata uygun bulmuşsa, bizler de sırasında darbelerin demokrasinin gereği olduğunu savunan fetvalar vermedik mi?

Tek Parti döneminde ise eleştiren fetvaları veren köşe kadılarına gazetecilik yasaklanırdı.

CİDDİYE ALMA DURUMU

Ahmet Emin Yalman'ın, Hüseyin Cahit Yalçın'ın yasaklı yıllarını bilmez misiniz? "Herkes kendi kapısının önünü süpürse şehir tertemiz olur" diye ilk yazanın Falih Rıfkı Atay olduğunu hatırlar mısınız? Aslında iktidarlar köşe kadılarını dinlemeseler de ciddiye alırlar.

Nitekim bugün de Başbakan Erdoğan konuşmalarında kendisini eleştiren köşe kadılarını eleştirmeyi bir nevi alışkanlık haline getirmedi mi?

Dün Twitter'de "Darbe yapacak general kalmadı, galiba darbe yapmak bize düşüyor" benzeri, bazı köşe kadılarının ruhlarına hitap edecek bir geyik vardı. Neyse...

Barışı da savaşı da biz yapmayacağız, ama barış konusunda da, savaş konusunda da söyleyeceğimiz çok şey var...


Abdulkadir Selvi: İmamoğlu’nun diploması iptal edilir mi Hadi Özışk canlı yayında bombayı patlattı: İmamoğlu dosyası raftan hiç inmedi Ahmet Hakan: Erdoğan’ın hak ettiği bir övgü Ali Karahasanoğlu: Hastayım hakim bey, duruşmayı erteleyin CHP'de Özgür Özel'den üçlü görüşme çıkışı! Hadi Özışık'tan dikkat çeken açıklamalar Salih Tuna: Bu silaha yenildin mi kazanamazsın