Mehmet Altan da kaşınıyor yani haaa(!)..

"Anarşist" bunlar (Altan'lar) yaaaa... Vallahi anarşist, billahi, anarşist, ekmek Mushaf çarpsın anarşist....

ADNAN BERK OKAN

Şuraya bakar mısınız; 15.04.2011 tarihli STAR'da başlığı altında yayımlanan makalesinde neler yazıyor neler...
Kim mi?..
Prof. Mehmet Altan...
Hem de bu ülke Başbakan'ının en çok sevdiği, beğendiği, takdir ettiği koskoca Mustafa Karaalioğlu'nun yönettiği STAR'da...
Hem de Başbakan'ı "halkın sillesini yiyeceksiniz haaa!" diye uyardığı için kovulan ve hatta yazıları bile arşivden silinip atılan Hidayet Şevkatli Tuksal örneği ortada dururken...
Hem de başyazar olarak...

Yahu Mehmet Altan Hoca'm!..
Daha yazının başlığı "faul" be!...
Başlığa bak!..
"Kime soracağız, Ankara’ya mı?"
Vaaauvvv!..
Böyle bir başlık muhterem Başbakan Erdoğan'a kavgada söylenmez yahu...
Ama n'olcek...
Mehmet Altan da babası ve ağabeyi gibi "az biraz" deli değil mi?..
Baba - oğul Altan'lar ne zaman "başbakan" veya "cumhurbaşkanı" dinlediler ki bugün dinleyecekler...
"Anarşist" bunlar (Altan'lar) yaaaa...
Vallahi anarşist, billahi, anarşist; ekmek Mushaf çarpsın anarşist...
Sen tut, nice Yiğit'lerin yere göğe sığdıramadıkları...
Nice milletvekili adaylarının "O bir tek başına cihana bedel" diye gaz verdikleri Başbakan'a AB tam üyelik şartnamesini hatırlat:
"Kime soracağız, Ankara’ya mı?"...

Yahu Hoca'm sen ne diyorsun?..
Ne AB'si...
Ne üyeliği?..
Ne müzkaresi yaa?..
Sen belli ki yiğit arkadaşların gazlarını koklamamışsın...
Hani var ya; "milletvekili adayı olacak" diye günde 384 defa yazıldığı halde sesini çıkarmayıp; listede adı çıkmayınca celâllenen ve "ben zaten aday adayı bile değildim" diye palavra atan yiğit var ya işte o kardeş; "AB Baş müzakereciliği bakanlığını kaldırın atın!" diye haykırıyor bugün...
Ve sen Hoca'm; bu güçlü(!) gazetecinin sesini ciddiye almıyorsun...
Almadığın gibi bir de tutuyor:
"Kime soracağız, Ankara’ya mı?" başlığı altında zehir - zemberek bir makale yazıyorsun...
Sen ne biçim Ak Parti'lisin yaaa?..
Ak Partili değil misin?..
Hiçbir partiden değilsin...
Ohoooo...
Sen zaten bitaraf biri olarak bertaraf edilmeyi çoktan hak etmişssin be hocam!..

Hooppp yani....
Kendine gel yani...
Ne demek "Ankara'ya mı soracağız?.."
Tabii soracaklar...
Orası Ankara...
"Ankara Ankara duy sesimizi... Bu gelen Emperyalin ayak sesleriiii!"
Neymiş?..
Geleceğin "en büyük emperyal devleti"nin baş şehriymiş...
Potansiyel "Emperyal Güç" yani...
Yok canım...
Ne cazinosu?..
Devlet bu Devlet...
İlk harfi "B", yani büyük harf yazılan Devlet...
O senin dediğin cazino Las Vegas'ta...
Oraya sormayıp da nereye soracaklar yani?..

Haaa...
Bizi üyeliğe almayacaklarmış...
Zaten almayacaklar Hocam...
Bu terörle, bu çocuk ölümünde dünya üçüncülüğüyle, bu gelir dağılımındaki adaletsizlikte dünya üçüncülüğüyle, bu işsizlikte dünya üçüncülüğüyle adamlar bizi nasıl olsa almayacaklar...
Hem deli mi adamlar?..
Neden alsınlar?..
Eeeee...
Şimdi, ne yapalım yani?..
Kalkıp da istiyorlar diye "demokratikleşelim" mi?..
Terörü bitirecek siyasal ve yasal düzenlemeler mi yapalım?..
Çocuk ölümleri olmasın diye para mı harcayalım?..
Ölürlerse ölsünler Hoca'm...
N'olmuş yani...
Üç günlük bebek ölmüş...
Yahu Hocam!...
Bu milleeeetttt!...
Binnnn atlı akınlardaaaaaa...
Çocuklar gibbbiiii...
Top oynadı yoruldu...
Buldu yolda bir erik...
Kaptı bir alageyik...
Falan da filan yani...
Demek istediğim şu:
Bu millet...
Kırkbin delikanlısını toprağa verdi de "bana mısın?" demedi...
Ne yani...
Üç günlük bebekler ölüyor diye şimdi kalkıp "sana mısın?" mı diyecek?..
Yahu git Allasen yahu, git, yahu, git yahuuu....
Çocuk musun nesin?..
Dua et bu mektubu Başbakan'a hitaben yazmadım...
Yoksa görürdün sen gününü...

Not: 
Yahu bu Mehmet Altan benim şekerimi çıkardı...
Keşke okumasaydım yazısını...
Başım dönüyor...
Gözlerim kararıyor...
Zaten Atatürk de öldü...
İyi insanlar ve büyük adamlar çok genç yaşta ölüyorlar...
Ben de az yaşlı sayılmam yani...
Altmışı geçtim bu sene...
Ve...
Ben de iyi insanım...
Büyük adamım...
Ayaklarım da kokmuyor...
Ölüyorum mu ne?..