Mehmet Ali Ilıcak helallik istedi! Erdoğan bakın ne dedi?
Mehmet Ali Ilıcak Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmesinin ardından yaşananları ve düşüncelerini Gazeteciler.com'a anlattı.
GAZETECİLER.COM ( ÖZEL
HABER)- Mehmet Ali Ilıcak, annesi Nazlı Ilıcak'ın Erdoğan
karşıtlığını bir türlü engelleyemediğini zaman zaman ifade
etmişti.
En son olarak İnternethaber'den Hadi Özışık'a verdiği röportajda annesini hem eleştirmiş hem de "o benim annem" demekten kendini alamamıştı.
Mehmet Ali Ilıcak uzunca bir aradan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştü. Erdoğan'la "helalleşmek" istediğini söyleyen Ilıcak, o görüşmede neler konuşulduğunu, Nazlı Ilıcak'la ilgili Erdoğan'ın neler söylediğini ve görüşme sonrası duygularını Gazeteciler.com ile paylaştı.
İŞTE ILICAK'IN ERDOĞAN'LA GÖRÜŞMESİNİN ARDINDAN ANLATTIKLARI
Yıllar oldu kendisiyle görüşmeyeli. Hem kendisine rahatsızlık vermek istemedim hem de mahcup hissetim kendimi!
24 sene önce Rahmetli Erbakan vesile olmuştu tanışmamıza. O 37,ben 21 yaşında idik. Doğum günlerimiz aynı, 26 Şubat. Biraz sene farkı var tabi. Yıllar ne çabuk geçti. O oldu 61, ben oldum 45. Mesele Bir Ömrü yıllarla doldurmak değil onu herkes yapıyor.
Mesele seneleri ne ile doldurduğunda!
O senelerde Tercüman'ın sahibinin oğluydum, O ise Refah Partisi İl Başkanı. Seneleri eskitmenin dışında benim ömrüme fazla bir şey dolmadı.
O ise önce Belediye başkanı oldu, sonra Başbakan, şimdi ise Cumhurbaşkanı! Allah ona ömrünü dolu dolu yaşama imkanını verdi.
Tayyip Beyi ilk tanıdığımda hayatımı değiştirecek adam olduğunu bilebilir miydim? Asla! Farklı dünyalardandık. O Siyasetteydi ben Ticarette.
Ama öyle olmadı; Tayyip Bey önce içkiyi bırakmama, sonra Kuran okumama ve nihayetinde Cuma namazına başlamama vesile oldu.
2000 senesinde Tayyip Beyin hapisten çıkalı 1, Ak Parti'nin kuruluşuna ise 1 sene kaldığı bir günde "Hayatımın Aşkıyla" evlendiğim güne O Şahit olsun istedim. Hayatımın en hakiki gününde, çok geç kalmadan hayatımı rayına sokmama vesile olan adam olsun istedim yanımda. Mutluluğumuza şehadet etsin istedim.
Tayyip Bey bana "Ağabeyliğini" hep sürdürdü. Hep şefkat elini uzattı. Hep sevgi gösterdi. O yükseldikçe biz yerimizde saydıkça bu değişmedi.
Geçen gün, seneler sonra kendisinden randevu istedim. Ne yalan söyleyeyim pek umudum yoktu. Ama lütfetti, beni kabul etti.
Kendisinden "helallik almak istediğimi" söyledim. Bana yaptıklarına karşılık onun zor günlerinde benim ona bir yardımım dokunamamıştı.
Anneme hâkim olamamıştım. Görüşmeye girerken biraz endişelenmedim değil. Acaba kızacak mı, sitem mi edecek yoksa iki kelam edip beni yollayacak mı diye düşündüm.
Hiçbiri olmadı! Karşımda Cumhurbaşkanı oturuyordu ama kendisini ilk tanıdığım yıllarda ki Refah İl Başkanı mütevaziliğinde.
Kendisiyle birçok hususta zamanın el verdiğince sohbet ettik. Her zamanki samimiyetiyle yaklaştı bana. Helalliğimi istedim. Aldım çok şükür!
Annem hususunu ben açtım. Cumhurbaşkanı'nın cevabı "Tek üzüntüm beni ve ailemi yakından tanıyan biri bizim için bunları nasıl düşünür" oldu. Tayyip Bey böyle duygusal bir insan. İnişleri, çıkışları olan. Gülen, ağlayan, kızan, sevinen. Hiddeti de sevgisi de kalbinden gelen bir insan.
Keşke Anacığım Tayyip Beyin bu yönlerini hatırlasa. Çok değil daha birkaç sene öncesine kadar ona toz kondurmadığı günlere dönebilse.
Keşke Anacığım kavgada gözü dönünce, karşısında etten kemikten bir insan olduğunu, canı acıdığını düşünse.
Keşke Anacığım beni yeren yazılar karşısında ki hissiyatını hatırlayıp, Bilal için yazarken empati kurabilse. Erdoğan'ı makam değil de insan olarak görse. Belki rotasını doğrultur, üslubunu yumuşatır. Belki her hadisenin iki tarafı olduğunu, kendisine anlatılanların yanlış olduğunu anlayabilir.
Şunu gördüm; Annemin, Erdoğan Ailesini insafsızca hedef alması bile Tayyip Beyin bana bakışını değiştirmemiş. Tayyip Beyi farklı yapan işte bu insanlığı, vefası, sevgisi ve samimiyeti!
Keşke herkes benim gördüğüm Tayyip Beyi, büyük Türkiye hayalini, evlatlarının, ailesinin mağduriyetleri pahasına verdiği mücadelesini, Oğlu Bilal için yazılanları hatırladığında; gözlerinde ki hüznü, bir baba olarak elinde olmadan bunlara vesile olmanın çaresizliğini anlayabilse.
Bir gönül adamını tanımış olmanın memnuniyeti ile hislerimi paylaşmak, düşüncelerimi anlatmak istedim. Sürçü lisan ettiysek affola!
En son olarak İnternethaber'den Hadi Özışık'a verdiği röportajda annesini hem eleştirmiş hem de "o benim annem" demekten kendini alamamıştı.
Mehmet Ali Ilıcak uzunca bir aradan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştü. Erdoğan'la "helalleşmek" istediğini söyleyen Ilıcak, o görüşmede neler konuşulduğunu, Nazlı Ilıcak'la ilgili Erdoğan'ın neler söylediğini ve görüşme sonrası duygularını Gazeteciler.com ile paylaştı.
İŞTE ILICAK'IN ERDOĞAN'LA GÖRÜŞMESİNİN ARDINDAN ANLATTIKLARI
Yıllar oldu kendisiyle görüşmeyeli. Hem kendisine rahatsızlık vermek istemedim hem de mahcup hissetim kendimi!
24 sene önce Rahmetli Erbakan vesile olmuştu tanışmamıza. O 37,ben 21 yaşında idik. Doğum günlerimiz aynı, 26 Şubat. Biraz sene farkı var tabi. Yıllar ne çabuk geçti. O oldu 61, ben oldum 45. Mesele Bir Ömrü yıllarla doldurmak değil onu herkes yapıyor.
Mesele seneleri ne ile doldurduğunda!
O senelerde Tercüman'ın sahibinin oğluydum, O ise Refah Partisi İl Başkanı. Seneleri eskitmenin dışında benim ömrüme fazla bir şey dolmadı.
O ise önce Belediye başkanı oldu, sonra Başbakan, şimdi ise Cumhurbaşkanı! Allah ona ömrünü dolu dolu yaşama imkanını verdi.
Tayyip Beyi ilk tanıdığımda hayatımı değiştirecek adam olduğunu bilebilir miydim? Asla! Farklı dünyalardandık. O Siyasetteydi ben Ticarette.
Ama öyle olmadı; Tayyip Bey önce içkiyi bırakmama, sonra Kuran okumama ve nihayetinde Cuma namazına başlamama vesile oldu.
2000 senesinde Tayyip Beyin hapisten çıkalı 1, Ak Parti'nin kuruluşuna ise 1 sene kaldığı bir günde "Hayatımın Aşkıyla" evlendiğim güne O Şahit olsun istedim. Hayatımın en hakiki gününde, çok geç kalmadan hayatımı rayına sokmama vesile olan adam olsun istedim yanımda. Mutluluğumuza şehadet etsin istedim.
Tayyip Bey bana "Ağabeyliğini" hep sürdürdü. Hep şefkat elini uzattı. Hep sevgi gösterdi. O yükseldikçe biz yerimizde saydıkça bu değişmedi.
Geçen gün, seneler sonra kendisinden randevu istedim. Ne yalan söyleyeyim pek umudum yoktu. Ama lütfetti, beni kabul etti.
Kendisinden "helallik almak istediğimi" söyledim. Bana yaptıklarına karşılık onun zor günlerinde benim ona bir yardımım dokunamamıştı.
Anneme hâkim olamamıştım. Görüşmeye girerken biraz endişelenmedim değil. Acaba kızacak mı, sitem mi edecek yoksa iki kelam edip beni yollayacak mı diye düşündüm.
Hiçbiri olmadı! Karşımda Cumhurbaşkanı oturuyordu ama kendisini ilk tanıdığım yıllarda ki Refah İl Başkanı mütevaziliğinde.
Kendisiyle birçok hususta zamanın el verdiğince sohbet ettik. Her zamanki samimiyetiyle yaklaştı bana. Helalliğimi istedim. Aldım çok şükür!
Annem hususunu ben açtım. Cumhurbaşkanı'nın cevabı "Tek üzüntüm beni ve ailemi yakından tanıyan biri bizim için bunları nasıl düşünür" oldu. Tayyip Bey böyle duygusal bir insan. İnişleri, çıkışları olan. Gülen, ağlayan, kızan, sevinen. Hiddeti de sevgisi de kalbinden gelen bir insan.
Keşke Anacığım Tayyip Beyin bu yönlerini hatırlasa. Çok değil daha birkaç sene öncesine kadar ona toz kondurmadığı günlere dönebilse.
Keşke Anacığım kavgada gözü dönünce, karşısında etten kemikten bir insan olduğunu, canı acıdığını düşünse.
Keşke Anacığım beni yeren yazılar karşısında ki hissiyatını hatırlayıp, Bilal için yazarken empati kurabilse. Erdoğan'ı makam değil de insan olarak görse. Belki rotasını doğrultur, üslubunu yumuşatır. Belki her hadisenin iki tarafı olduğunu, kendisine anlatılanların yanlış olduğunu anlayabilir.
Şunu gördüm; Annemin, Erdoğan Ailesini insafsızca hedef alması bile Tayyip Beyin bana bakışını değiştirmemiş. Tayyip Beyi farklı yapan işte bu insanlığı, vefası, sevgisi ve samimiyeti!
Keşke herkes benim gördüğüm Tayyip Beyi, büyük Türkiye hayalini, evlatlarının, ailesinin mağduriyetleri pahasına verdiği mücadelesini, Oğlu Bilal için yazılanları hatırladığında; gözlerinde ki hüznü, bir baba olarak elinde olmadan bunlara vesile olmanın çaresizliğini anlayabilse.
Bir gönül adamını tanımış olmanın memnuniyeti ile hislerimi paylaşmak, düşüncelerimi anlatmak istedim. Sürçü lisan ettiysek affola!