Mehmet Ali Erbil'in yalakaları...
Güner Ümit'in tırnağı etmeyecek bir bel altı muhabbetçisini, bir küfürbazı “mum söndü” dediği için hangi yüzle “masum”
ADNAN BERK OKAN
Zorunlu ve sonradan eklediğim başlangıç notu:
Az sonra okuyacağınız makalem, Saat, 11.19'da
yayıma çıktı.
Ve bunun üzerine toplanan STAR TV yönetimi yapığı
bir açıklama ile Çarkıfelek programını
Mehmet Ali
Erbil'in yalakaları...
Be hey eskinin bir takım "gazeteci
milleti"!..
Dev gibi bir televizyon yıldızını yaptığı bir masum
“şaka” yüzünden siz yok etmediniz mi?..
Efsaneleşmiş bir ekran mitini asla ve asla kötü niyet taşımadan,
kazara ağzından kaçırarak “mum mu söndü?.. Kızılbaş mısınız
siz?” dediği için siz yıkmadınız mı kopardığınız
yaygaralarla?..
Hadi canım itiraf ediverin artık…
Kimden söz ettiğimi de anladınız…
Yıktığınız, yaktığınız, yok ettiğiniz, evine
hapsettiğiniz yıldız tabii ki Güner
Ümit…
Neden yıktınız Ümit'i?..
Niçin yaktınız Ümit’i?..
Niye yok ettiniz Ümit’i..
Ne hakla evine hapsettiniz?..
Ve?..
Güner Ümit'in tırnağı etmeyecek bir bel altı
muhabbetçisini, bir küfürbazı “mum söndü” dediği
için hangi yüzle “masum” göstermeye
çalışıyorsunuz?..
“Mum mu söndü?.. Kızılbaş mısınız
siz?” diye şaka yapan Güner
Ümit, (sizlere göre) Alevi
vatandaşlarımıza “hakaret” etmişti de, aynı sözü
söyleyen Mehmet Ali Erbil “İltifat” mı etti
yani?..
Yoksa 15 yılda “Mum Söndü” esprisi
“anlam” mı değiştirdi?..
Ben söyleyeyim mi Güner Ümit’i niçin
yıktığınızı?..
Ve haliyle M. Ali Erbil’e niye
“destek” çıktığınızı?..
Bilip de itiraf etmediğiniz gerekçeleri sayayım mı?..
O halde buyurun:
Çünkü Güner Ümit’in kumarı yoktu…
Çünkü Güner Ümit karı kız meselelerinde (yapsa
bile) hiç yakalanmadı sizlere…
Çünkü Güner Ümit hiç küfür etmedi beyaz camda…
Çünkü Güner Ümit ekranda hiç kimsenin pantolonunu
aşağı indirip malafat teşhiri yapmadı…
Çünkü Güner Ümit asistan kızlara sarkmayan, "adam gibi bir
adam"dı...
Ve çünkü...
Güner Ümit, sizin kanalınızda değildi...
Peki ya M. Ali Erbil?..
Güner Ümit’in yapmadıklarının hepsini yapan ekran
soytarısıdır (soytarı, “hakaret” içermez, bir meslektir ve halen de
çok geçerlidir. İcracılarını zengin eder)…
Ve…
Gelin artık "günah” çıkarın!...
Ağzından şaka olsun diye çıkan bir masum cümle yüzünden rakip
televizyoncular olarak tertemiz Alevi
kardeşlerimizin önüne kattığınız tahrikçilerle
"Güner Ümit’in ekrana çıktığı kanalın binasını biz
bastırdık” deyin…
"Güner Ümit ve ekrana çıktığı kanal o kadar
tehlikeli büyüyordu ki bizim patronun kanalları aleyhine; verilen
emri yerine getirdik... Patronlarımızın tabancasında 'tetik
olduk' deyip günahlarınızı hafifletin...
Bugün ise sizin patronun bahçesine kurulan kulübeden, başkalarına
diş gösterenlerin "masum" üniformasıyla ekrana
çıkarıldığını (çıkardığınızı) haykırın, sesiniz çıkıyorsa!..
Kabul edin ki “ikiyüzlü”sünüz…
Kabul edin ki “riyakâr”sınız…
Kabul edin ki “müfteri”siniz…
Kabul edin ki, “mütecaviz”siniz…
İşinize gelen, mamanızı veren, ağzınıza malzeme olmayı beceren(!)
ananıza, karınıza, kızınıza sövse susarsınız…
İşinize gelmeyen “mültefit” olsa “küfür
etti” diye linç edersiniz…
Çünkü sizin kültürünüz bu…
Çünkü sizler “gazeteci” falan değil, kazara
ellerine kalem, kamera ve fotoğraf makinesi verilmiş birer
"haysiyet terminatörü”sünüz…
Neyzen Tevfik ne demişti böyleleri için bilir
misiniz?..
Söyleyeyim:
“Anan senin hamurunu necasetle
yoğurmuş…
Anan seni ..çarken, kaza ile
doğurmuş”…
Yani sizler, birer kaza sonucusunuz…
adnanberkokan@gmail.com