Meğer ben ne adi adammışım

George W. Bush’un merdiven çıkarken sakız çiğneyemediği düşünüldüğünde

ADNAN BERK OKAN

Köşemin adı “Analiz”
Yani “ciddi olmak esas, gülmek abes”…
Yazarken bile, dudaklarıma yerleşme olasılığı yüksek bir gülücüğü itmek için teyakkuz vaziyette bekliyorum haliyle…
Amerika’yı yıllarca yöneten ve sınır ötesi bir savaşa sürükleyen George W. Bush’un merdiven çıkarken sakız çiğneyemediği düşünüldüğünde, benim gibi bir fakirin hem kendini kontrol edip hem yazması kolay olmuyor tabii?..
Bugün, hoşgörünüze sığınıp biraz su koy vereceğim…

                                   ***

Biliyorum…
İki taraf da “çok kızacak”…
İyi kızmalar!..

                                   ***

Bütçemiz açık…
Dış Ticaretimiz açık... 
Kıçımız
açık…
Yorganımız açık…
Dizi filmlerimiz açık…
Düğmelerimiz külliyen açık…
Optik odamız açık (yolgeçen hanı)
Marketlerimiz, bakkallarımız, devasa merkez çarşılarımız 365 günde 365 gün açık…
Hâsılı…
Her yanımız ve şeyimiz açık...
Ama…
Beynimiz her şeye kapalı…
Neye mi?..
Söyleyeyim…

                                   ***

Meselâ, yeni fikir ve düşüncelere açık değiliz…
Tecavüzden korkan genç kız gibi geriyoruz kendimizi…
Ki, beynimize kötü(!) bir şey gelip de girmesin…

                                   ***
Sadece kendimiz gibi düşünen yazarlara açığız…
Ama…
Bizim gibi düşünmüyor; bizim aklımızdan geçenleri yazmıyorsa; lllıııhhhh!...
Feriştahı olsa giremez içimize…
Beynimize yani…

                                   ***

Benim işim de zor…
Çünkü…
Her tarafa yaranabilecek kadar “esnek” olamıyorum…
Allah korusun, belim falan kırılır diye korkuyorum…
Beli sağlam tutan korseler var mı acaba?..
Ya da Yiğit’le, Fatih’ten ders mi alsam…

                                   ***

Bizim “okur” dediğimiz kitlenin gözüne girebilmeniz için onlar gibi düşünüp, onların istediklerini yazacaksınız…
Buna rağmen “fakirin ekmeği” olarak kabul edilen “ümit” isimli duygudan vazgeçmiş değilim…
Bir gün bizim necip milletimizin de, “değişik ve yeni fikirleri okuyan, o fikirlerden korkmayan” yurttaşlardan oluşacağına inanıyorum…

                                   ***

Diyelim ki bir yazımda; hükümetin kimi icraatlarına destek verdim; generallerin yargılanmalarının “hukuk devleti”nin gereği olduğunu yazdım…
O gün, hükümete destek verenlerin gözünde “makbul” bir adam oluyorum…
Kökten Laikçiler ve aslan Milliyetçiler ise ana-avrat düz gidiyor…

                                   ***

Bir gün sonra diyelim ki hükümetin ya da bazı bakanların demeçlerini, icraatlarını eleştirdim…
O kadar büyük günah yetmezmiş gibi bir de generallerin ve Ergenekonculardan kimilerinin tutuklanmalarının “tedbir” değil, “yargısız infaz” olduğunu yazdım…Yahu…
Sanısınız ki “Kimyacılar” arasında kalmışım…
Beni bir gün önce “muteber” adam olarak tanımlayan kimyacılar birden, “müptezel hain” sınıfına koyuveriyorlar…
"Meğer ben ne adi adammışım da haberim yokmuş" oluyorum…
Ama bu sefer de bir gün önce anama avratıma kimlik tahlili yapanlar başlıyorlar beni övmeye…
Onların gözünde “Polat Alemdar’dan daha muteber biri” oluyorum bu kez de…

                                   ***

Yahu arkadaşlar!..
Biliyor musunuz ki bu görüntüler, ilkelliğinizi gösteriyor ama nidem?…
Sizleri bu saatten sonra “adam” etmek; Barış Manço’yu kabrinden çıkarıp; devesini hendekten geçirmesini istemekten daha zor…
Ama biliyorum ki (ben göremesem de) bu ilkel okur dönemi geçecek…
Biz de “çağdaş, hoşgörülü, her tür fikre açık” yurttaşların yaşadığı bir ülke olacağız…