Medyanın en saf salağı benim!

Ayşe Özyılmazel'in kendi itirafı bu... Posta gazetesindeki bir dostun acayip bir kazık yemiş...

GAZETECİLER.COM - Gazeteciden dost olmazmış... Yeni öğrenmiş Ayşe Özyılmazel bunu... Posta Gazetesi'ndeki bir dostundan acayip bir kazık yemiş...

Yaz kızım Ayşe! Bin kere hatta 10 bin kere "Gazeteciden dost olmaz."
Hatta sindire sindire bir 10 bin kere daha yaz "Ga-ze-te-ci-den dost olmaz!"
Bir insan 7 senedir aynı kazıkları yer yer de akıllanmaz mı?
(...) Yok! Medya tarihinin gelmiş geçmiş en iyi niyetli, en saf salağı benim! İşte orası kesin!

DOST KAZIĞI

Şu çocuklara birileri yaşadıklarının “AŞK” olmadığını anlatsın ne olur?..
Yahu “AŞK” bu kadar mı ayağa düştü?..
Bu kadar mı ayağa düşürülür?..
Hey gençler!..
AŞK’la yaşanan cinsellik bile bir başka olur…
İki ılık suyun iki ayrı bardaktan aynı bardağa boşalması gibidir AŞK ile yaşanan cinsellik…
İçinde AŞK olmayan cinsellik ise iki demir kâsenin bir birine tokuşturulması gibi…
Yaşadığınız cinsel birliktelikleri AŞK gibi sunmayın da ne yaparsanız yapın!..
A.B.O.

(...)
En yakın kız arkadaşlarımdan birinin abisidir Ahmet Cumalı. Posta'nın Ahmet Cumalısı...
Ne günleri paylaştık biz ailece... Ağladık, kayıplar yaşadık, güldük, eğlendik. Bir haber çıkıyor, Ahmet beni arıyor, önce dostabi Ahmet'e cevap veriyorum sonra diyorum ki "Ahmetciğim, ben durum nedir bilmiyorum, konuşmak da istemiyorum, sen benim ağzımdan yorum yazma lütfen." "Tamam" diyor.
Sonra ne oluyor?
Sabah uyanıyorsun. Posta Gazetesi' nde kocaman görüyorsun haberini. Üstelik senin ağzından yazılmış, dediklerin sağa sola çekilmiş, karşıdakinin canını acıtan cümleler kullanılmış.
(...)
Yahu ben Sulhi Amca'dan ayrılan Sibel Can mıyım?
Saçma! İnsan "sevgilim" dediği adamın arkasından böyle konuşur mu basına?
Kendimi nasıl kötü hissettiğimi anlatamam.
Yani neymiş? Neymiş? Hanimiş? Hanimiş?
Yaz kızım Ayşe yaz, bir daha yaz, bin daha yaz, kafana yaz, kâğıda yaz, nereye yazarsan yaz; 'gazeteciden dost olmaz'mış.
Hele bu âlemde kimseden bir halt olmazmış, herkes menfaat peşindeymiş, akıllar gönül gözüyle değil, şöhret gözüyle işlermiş.