Medyadaki son devrimi Serdar Turgut'tan okuyun!
Yeni medya ve geleneksel medya tartışmasının Türk medyasındaki en önemli temsilcisi Serdar Turgut, mobil cihazların gazetecilikte yaptığı devrimi yazdı...
GAZETECİLER.COM
Gazete Habertürk yazarı Serdar Turgut yeni medya ve geleneksel medyanın akıbeti konulu yazılarına devam ediyor.
Turgut, ABD ve Avrupa medyasında yaşanan gelişmeleri on-line bir şekilde okurla paylaştığı yazısında gazetelerin akıbeti kadar mobil teknolojilerin medyaya olası etkisini de tartışmaya açtı.
İşte Turgut'un "Mobil Yaşam" başlıklı yazısı:
BİR yaz günü
Cunda açıklarında yatçı arkadaşım ile birlikte sandala binip balık tutmaya çıkmıştık. İleriden bir yunus sürüsünün bize yaklaşmakta olduğunu gördük.
Rota değişmezse sandalımızın elimizi uzattığımızda dokunacağımız kadar yakınından geçeceklerdi. Tam çok yaklaşmışlardı ki cep telefonum çaldı.
Yunuslar sesten ürktüler ve "Pi'nin Yaşamı" filmindeki çocuk gibi bir olağanüstü deneyim yaşamam son anda engellendi. Arayan karım Rana'ydı. Bana "Ne yapıyorsun?" diye sordu. O günden itibaren şu cep telefonu işine hiç ısınamadım. Hep zoraki taşıdığım bir alet olmuştur.
Yakın zamana kadar bu böyleydi.
"YENİ MEDYA" KİTABI BU HAFTA ÇIKIYOR
Hatta kısa süre önce bir tür protesto olarak retro bir hareket yapıp herkes akıllı telefonlara geçerken ben eski, kaba tasarımlı sadece konuşmaya yarayan telefonlardan almayı bile düşündüm. Bu protestom kendi hayatımı zorlaştıracak olabilirdi, ama artık birilerinin de sesini yükseltmesi gerektiği görüşündeydim.
Ama sonra sadece bilimsel kaygılarla yeni medyayı öğrenmeye ve hem üniversitede hem de medyada bunu anlatmaya soyundum. Harvard'daki Nieman merkezinde bir gazetecilik laboratuvarı kuruldu. Kendimi onlar gibi bilimsel bir çalışmada hissediyordum. Çalışma sürecimin ilk ürünü olan "Yeni Medya" adlı kitabım bu hafta içinde çıkacak.
GAZETECİLİK ÖLMEDİ ALTIN ÇAĞINA GİRDİ
Çalışma sürecinde öğrendiklerimi, Mobil yaşam .com.tr global dünyada olan bitenleri, yaşamakta olduğumuz devrimi herkes iyi anlasın diye bu köşede yazarak aktarmaya çalıştım.
Yeni medyaya ağırlık verdiğim için, yeni olanın işleyişini anlamaya çalıştığım için gazetelerde çalışmakta olan bazı meslektaşlarım beni yanlış anlamış olabilir; bu yüzden aylar önce yazması bitirilmiş kitabımın "sonsöz"ünden aynen aldığım şu cümleleri aktarmak istiyorum: "Kitapta gördüğünüz gibi gazetecilik ölmediği gibi gazetecilik açısından bir altın çağa girdiğimiz bile söylenebilir.
Hatta kâğıt baskı gazeteler de bu dönemde daha güçlenebilir.
İçeriğini kaliteli tutan, fark yaratan ve orijinal içerik oluşturabilen gazeteler bu yeni dönemin yeni medyasına da damga vuracaklar.
CEP TELEFONU "AKILLI" EVRESİNDE SAYGIMI KAZANDI
Bu yüzden sonda değil yepyeni bir başlangıçtayız." Çalışmaya, araştırmaya, incelemeye başlarken bir sona geldiğimizi düşünmekteydim, ama bilim bana bunun doğru olmadığını gösterdi. O başlangıçtan bugünkü sonuca nasıl geldiğimi eğer kitabı okursanız umarım anlayacaksınız.
Ben bu kitabı bir uzun çalışma sürecinin ilk yayını olarak görüyorum. Bundan sonra geleceklerle birlikte konuları açıp tartışmalara sunmak amacındayım.
Araştırırken benim bazı konulardaki tavırlarımda da değişiklik oldu. En büyük değişikliği cep telefonuna olan duygularımda yaşadım: Bir zamanlar ilk fırsatta kurtulacaklarım listesinde yer alan cep telefonu, akıllı telefon evresine geçince saygımı kazanmaya başladı.
AKILLI TELEFON GAZETECİLİTE DEVRİMCİ BİR AYGIT
Bu sadece teknolojiye duyduğum saygı ve hayranlıktan ibaret bir şey değildi. Akıllı telefonu anlamaya başladıkça bunun 21'inci yüzyılda hem gazetecilik ürünlerinin tüketilmesinde, hem de gazeteciliğin yapılma biçiminde ne kadar devrimci bir aygıt olduğunu gördüm.
Mobil yaşamlar bizlerin medya ürünlerini tüketme biçimimizi değiştiriyordu.
Kâğıt baskı medyaya alışmış biz gazetecilerin de mobil yaşama uygun gazetecilik yapmayı ve bunu sunmayı öğrenmemiz gerekiyordu. Kâğıt baskı için üretilen içerikle mobil aygıtlar için üretilecek içeriğin aynı olabilmesi imkânsızdı.
O içeriğin nasıl olacağı ve hangi üslupları kullanarak yazacağımız da bilimsel çalışmanın alanıydı. Bunu gördüğüm, anladığım andan itibaren ben akıllı telefonları ve onun kullanıcılarının beyinlerinin işleyiş mekanizmalarını daha iyi anlamaya başladım. Yeni gazeteciliğin bu güçlü aygıtını daha iyi anladığımda bunun sonuçlarını da ayrı bir çalışma olarak ortaya çıkarmayı düşünüyorum.
O an gelinceye kadar mobil yaşamlar hakkında ne yazılıyorsa hangi araştırma varsa onları okuyup geleceğe yönelik notlar almaya başladım.
En son olarak comScore tarafından yapılan mobil dünya araştırması dikkatimi çekti.
MOBİLDE EN ÇOK HANGİ SİTELER ZİYARET ALIYOR
Buna göre Apple şirketi bir numaralı Amerikan akıllı telefon üreticisi konumunda. Bu böyle olmakla birlikte Google'ın Android işletim sistemi bu sistemler piyasasında hâkim konumunu korumuş.
Amerika'da 149 milyon insanın akıllı telefonu varmış. Bir numara Apple ikinci sırada ise Samsung geliyor, ondan sonra da Motorola var.
Bu sıralamaya rağmen Android işletim sistemi piyasaya bariz biçimde hâkim gözüküyor. Bu rakamlara bakınca belki Apple'ın işletim sistemini baştan ele alıp gereken değişiklikleri yapması gerekeceğini söyleyebiliriz. Akıllı telefon kullanıcıları arasında Google sitesi en favori site olmuş, ondan sonra da Facebook geliyor.
Google Play üçüncü, Google Search dördüncü ve Pandora da beşinci site.
Bu arada belki duymuşsunuzdur Facebook önümüzdeki yıllarda tüm iş stratejisini mobil cihazlar üzerine kurdu.
Reklamların mobil cihazlara akmaya başlayacağını düşünüyor.
21 'inci yüzyılda sektörümüzde yeni bir başlangıca hazırlanmak zorunda olan tüm gazeteciler bu detayları, bilimin gösterdiği yönü bilecekler ki farklı adımlar atmak zamanı geldiğinde gerekeni yapabilsinler.
Gazete Habertürk yazarı Serdar Turgut yeni medya ve geleneksel medyanın akıbeti konulu yazılarına devam ediyor.
Turgut, ABD ve Avrupa medyasında yaşanan gelişmeleri on-line bir şekilde okurla paylaştığı yazısında gazetelerin akıbeti kadar mobil teknolojilerin medyaya olası etkisini de tartışmaya açtı.
İşte Turgut'un "Mobil Yaşam" başlıklı yazısı:
BİR yaz günü
Cunda açıklarında yatçı arkadaşım ile birlikte sandala binip balık tutmaya çıkmıştık. İleriden bir yunus sürüsünün bize yaklaşmakta olduğunu gördük.
Rota değişmezse sandalımızın elimizi uzattığımızda dokunacağımız kadar yakınından geçeceklerdi. Tam çok yaklaşmışlardı ki cep telefonum çaldı.
Yunuslar sesten ürktüler ve "Pi'nin Yaşamı" filmindeki çocuk gibi bir olağanüstü deneyim yaşamam son anda engellendi. Arayan karım Rana'ydı. Bana "Ne yapıyorsun?" diye sordu. O günden itibaren şu cep telefonu işine hiç ısınamadım. Hep zoraki taşıdığım bir alet olmuştur.
Yakın zamana kadar bu böyleydi.
"YENİ MEDYA" KİTABI BU HAFTA ÇIKIYOR
Hatta kısa süre önce bir tür protesto olarak retro bir hareket yapıp herkes akıllı telefonlara geçerken ben eski, kaba tasarımlı sadece konuşmaya yarayan telefonlardan almayı bile düşündüm. Bu protestom kendi hayatımı zorlaştıracak olabilirdi, ama artık birilerinin de sesini yükseltmesi gerektiği görüşündeydim.
Ama sonra sadece bilimsel kaygılarla yeni medyayı öğrenmeye ve hem üniversitede hem de medyada bunu anlatmaya soyundum. Harvard'daki Nieman merkezinde bir gazetecilik laboratuvarı kuruldu. Kendimi onlar gibi bilimsel bir çalışmada hissediyordum. Çalışma sürecimin ilk ürünü olan "Yeni Medya" adlı kitabım bu hafta içinde çıkacak.
GAZETECİLİK ÖLMEDİ ALTIN ÇAĞINA GİRDİ
Çalışma sürecinde öğrendiklerimi, Mobil yaşam .com.tr global dünyada olan bitenleri, yaşamakta olduğumuz devrimi herkes iyi anlasın diye bu köşede yazarak aktarmaya çalıştım.
Yeni medyaya ağırlık verdiğim için, yeni olanın işleyişini anlamaya çalıştığım için gazetelerde çalışmakta olan bazı meslektaşlarım beni yanlış anlamış olabilir; bu yüzden aylar önce yazması bitirilmiş kitabımın "sonsöz"ünden aynen aldığım şu cümleleri aktarmak istiyorum: "Kitapta gördüğünüz gibi gazetecilik ölmediği gibi gazetecilik açısından bir altın çağa girdiğimiz bile söylenebilir.
Hatta kâğıt baskı gazeteler de bu dönemde daha güçlenebilir.
İçeriğini kaliteli tutan, fark yaratan ve orijinal içerik oluşturabilen gazeteler bu yeni dönemin yeni medyasına da damga vuracaklar.
CEP TELEFONU "AKILLI" EVRESİNDE SAYGIMI KAZANDI
Bu yüzden sonda değil yepyeni bir başlangıçtayız." Çalışmaya, araştırmaya, incelemeye başlarken bir sona geldiğimizi düşünmekteydim, ama bilim bana bunun doğru olmadığını gösterdi. O başlangıçtan bugünkü sonuca nasıl geldiğimi eğer kitabı okursanız umarım anlayacaksınız.
Ben bu kitabı bir uzun çalışma sürecinin ilk yayını olarak görüyorum. Bundan sonra geleceklerle birlikte konuları açıp tartışmalara sunmak amacındayım.
Araştırırken benim bazı konulardaki tavırlarımda da değişiklik oldu. En büyük değişikliği cep telefonuna olan duygularımda yaşadım: Bir zamanlar ilk fırsatta kurtulacaklarım listesinde yer alan cep telefonu, akıllı telefon evresine geçince saygımı kazanmaya başladı.
AKILLI TELEFON GAZETECİLİTE DEVRİMCİ BİR AYGIT
Bu sadece teknolojiye duyduğum saygı ve hayranlıktan ibaret bir şey değildi. Akıllı telefonu anlamaya başladıkça bunun 21'inci yüzyılda hem gazetecilik ürünlerinin tüketilmesinde, hem de gazeteciliğin yapılma biçiminde ne kadar devrimci bir aygıt olduğunu gördüm.
Mobil yaşamlar bizlerin medya ürünlerini tüketme biçimimizi değiştiriyordu.
Kâğıt baskı medyaya alışmış biz gazetecilerin de mobil yaşama uygun gazetecilik yapmayı ve bunu sunmayı öğrenmemiz gerekiyordu. Kâğıt baskı için üretilen içerikle mobil aygıtlar için üretilecek içeriğin aynı olabilmesi imkânsızdı.
O içeriğin nasıl olacağı ve hangi üslupları kullanarak yazacağımız da bilimsel çalışmanın alanıydı. Bunu gördüğüm, anladığım andan itibaren ben akıllı telefonları ve onun kullanıcılarının beyinlerinin işleyiş mekanizmalarını daha iyi anlamaya başladım. Yeni gazeteciliğin bu güçlü aygıtını daha iyi anladığımda bunun sonuçlarını da ayrı bir çalışma olarak ortaya çıkarmayı düşünüyorum.
O an gelinceye kadar mobil yaşamlar hakkında ne yazılıyorsa hangi araştırma varsa onları okuyup geleceğe yönelik notlar almaya başladım.
En son olarak comScore tarafından yapılan mobil dünya araştırması dikkatimi çekti.
MOBİLDE EN ÇOK HANGİ SİTELER ZİYARET ALIYOR
Buna göre Apple şirketi bir numaralı Amerikan akıllı telefon üreticisi konumunda. Bu böyle olmakla birlikte Google'ın Android işletim sistemi bu sistemler piyasasında hâkim konumunu korumuş.
Amerika'da 149 milyon insanın akıllı telefonu varmış. Bir numara Apple ikinci sırada ise Samsung geliyor, ondan sonra da Motorola var.
Bu sıralamaya rağmen Android işletim sistemi piyasaya bariz biçimde hâkim gözüküyor. Bu rakamlara bakınca belki Apple'ın işletim sistemini baştan ele alıp gereken değişiklikleri yapması gerekeceğini söyleyebiliriz. Akıllı telefon kullanıcıları arasında Google sitesi en favori site olmuş, ondan sonra da Facebook geliyor.
Google Play üçüncü, Google Search dördüncü ve Pandora da beşinci site.
Bu arada belki duymuşsunuzdur Facebook önümüzdeki yıllarda tüm iş stratejisini mobil cihazlar üzerine kurdu.
Reklamların mobil cihazlara akmaya başlayacağını düşünüyor.
21 'inci yüzyılda sektörümüzde yeni bir başlangıca hazırlanmak zorunda olan tüm gazeteciler bu detayları, bilimin gösterdiği yönü bilecekler ki farklı adımlar atmak zamanı geldiğinde gerekeni yapabilsinler.