Medyadaki hesaplaşma nasıl olmalı?

Her 28 Şubat'ta olduğu gibi söz döndü dolaştı postmodern darbenin medya ayağına geldi. Mehmet Barlas diyor ki...

GAZETECİLER.COM - Bu "hesaplaşma" gerçekleşmediği taktirde bir 15 yıl sonra da medya 28 Şubat'ı konuşuyor olacak.
Evet günahlarımızla yüzleşmeli hesabını vermeliyiz.
Burada önemli olan bu hesaplaşmanın nasıl olacağı?
Kanlı mı kansız mı?
"Kin" güdüsüyle mi "rövanş" duygusuyla mı?
Hesaplaşmanın "etik" kısmı nasıl olmalı?

Bu konuda kalem oynatan tek isim şu ana kadar Mehmet Barlas oldu. Sabah'ın başyazarı bugünkü yazısında önemli bir noktaya temas etti ve özetle dedi ki;
"Hesaplaşma kan davasına dönüştürülmemeli"...

İşte yazısından ilgili bölümler;

"Post-modern darbenin yıldönümünde en fazla tartışılan konu "Darbe sürecinde medyanın oynadığı rol" olarak şekillenmekte. Bazılarımız da bu durumu "Medyadaki işbirlikçilerden hesap sorulacak mı" noktasına taşımaktayız.
Açıkçası bu hesap sorma sürecinin bir yerde noktalanması veya hukukun sınırlarında kalması gerektiğini düşünenlerdenim. Türkiye kendi tarihi ve geçmişi ile elbet hesaplaşmalı.

KAN DAVASI OLMAMALI...

Evet... 28 Şubat post-modern darbesinde seçilmiş siyasetçilerden bir bölümü de, merkez medya da, darbecilerin ajanları olarak çalıştılar. Alçaklıklar ve siyaset pastasının paylaşımı "Rejim muhafızlığı" olarak sunuldu kamuoyuna.
Ama sonuç ortada. Post-modern darbenin sivil toplum ayağı, tepeden tırnağa hem teşhir edildi, hem de bunlar rezil oldular.

Şimdi sıra darbesiz ve özgürlükçü bir siyasal yaşamın alt yapısının oluşturulmasındadır. Kısacası bu "Hesap sorma" meselesini bir kan davasına dönüştürmekten kaçınmalıyız.

Yazının tamamı için tıklayın