'Medyada budama değil kıyım var'
Ümit Alan, Yurt gazetesi yazarı Ayşenur Arslan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı ve Star gazetesi köşe yazarı Yalçın Akdoğan'ın polemiğini bugünkü köşe yazısına taşıdı.
Arslan, Akdoğan'ın Milliyet gazetesi yazarı Can Dündar'ın gazeteden gönderilmesini gündemine aldığını ve Milliyet'in sahibi Demirören Grubu'nu tehdit ettiğini iddia etmiş, Akdoğan da dünkü köşesinden 'Medya mühendisliğine mi soyunduk?' başlıklı yazısıyla Arslan'a cevap vermişti. Akdoğan'ın bu yazısının ardından Arslan, Akdoğan'ı Twitter'da topa tutmuştu.
BirGün köşe yazarı Ümit Alan, Akdoğan'ı bugünkü yazısında "Başdanışman haklı mühendislik yok kıyım var" diyerek eleştirdi:
"Ayşenur Arslan geçen hafta Yurt gazetesinde Başbakanlık
başdanışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan'ın Demirören
grubunu arayıp Can Dündar'ın kovulması için direktif verdiğini
iddia etmişti.
Yalçın Akdoğan dünkü Star'daki köşesinde hem bu iddiayı yalanladı,
hem de medya mühendisliğine soyunmadıklarını açıkladı. Ayşenur
Arslan ise bu yazıya Twitter'dan hemen yanıt verdi ve bunun
bir medya mühendisliği değil budama olduğunu belirtti.
Ayşenur Arslan medya mühendisliğinin ayrı bir birikim
istediği gibi doğru bir noktaya değinmiş, ama budama da olumlu
sonuçlar doğuran bir işlem olduğu için bir kavram karmaşasına
düşmüş.
Bana kalırsa bu bir budama da değil. Eğer doğru bir budama yapılsa
en azından zevahir kurtulur, ama öyle bir çaba da yok. Bu haftaki
Köşe Vuruşu'nda, medya mühendisliği kavramını biraz açmak ve yerine
konulanın ne olduğunu tartışmak istiyorum.
MÜHENDİSLİK HESAP İŞİDİR
Mühendisin Arapça'dan dilimize sirayet eden sözcük anlamı bile
"disiplinli hesaplama" şeklinde. Yani bütün
muhalifleri medyanın dışına atıyoruz gibi kaba bir hesapla olacak
iş değil. En azından tarafsız gibi görünmek için daha hassas bir
hesap gerekir. Yalçın Akdoğan bu konuda bize güvenmiyorsa, bizzat
kendi yazdığı Star gazetesinin nasıl kurulduğunu
hatırlayabilir.
Bunun için AKP kurucu üyelerinden Ayşe Böhürler'in 22 Aralık 2012
tarihli Yeni Şafak gazetesindeki yazısından yararlanabilir.
Böhürler, bu yazıda AKP iktidarının ilk yıllarında Star
gazetesinin bizzat AKP tarafından nasıl kurdurulduğunu
anlatır; ilk önce Ahmet Altan'a, o kabul etmeyince Alev
Er'e teklif götürüldüğünü bizzat açıklar.
Bu itiraf Akdoğan'ın son yazısındaki "Ak Parti'nin yandaş
medya üretmek gibi bir iddiası olmadığı" beyanını
yalanlamaktan başka bir gerçeği daha gösteriyor: Acaba neden o
dönemde Mustafa Karaalioğlu, Mehmet Ocaktan gibi isimlere değil de
Ahmet Altan'a teklif götürüldü?
Hiç kuşkusuz tarafsız gibi görünme ve ikna gücü için öyle değil mi?
Yani ortada bir hesap var, mühendislik var. Yani Akdoğan
bugün medya mühendisliği yapılmadığı konusunda haklı, ama
partisinin bir vakitler gayet zekice medya mühendisliğine
soyunduğunu unutuyor."
Ümit Alan'ın köşe yazısının tamamını okuyabilirsiniz.