Medyabazların sonu...
Artık internet gazeteciliği var! Yazılı basına önem veren bile yok... Medya yöneticileri küçümsüyordu interneti ama...
Geçmişte ve günümüzde olduğu gibi,
gelecekte de korkaklara ve yavaşlara yer yok…
Hele medya dünyasında hiç yer
alamayacak korkaklar ve yavaşlar…
Sadece korkaklar ve yavaşlara mı
yer yok?..
Hayır… Dün söylediklerini bu gün
yiyenlere de yer yok…
Zor görünce iddialarından
vazgeçenlere de yer yok…
Bir gün önce çaktığı hükümete işi
düşünce ekranda veya sütunlarında yağ çekenlere de yer
yok…
Bir akşam önce “hırsız” dediği
başbakan veya bakana ihtiyacı olduğunu anladığında ekranda övgüler
düzen, yalvaran haber sunucularına da yer yok…
Bu tip Köşe yazarları, medya
yöneticileri ilk başlarda internet gazeteciliğini küçümsemiş, o işi
yapmak için yola çıkanlarla alay etmişlerdi…
İlerleyen yıllarda internet
gazeteciliğinin giderek geliştiğini anladıklarında bu kez de
“güvenilirliğimizi” yok etmek istediler…
Belki de kendi tetikçilerine
çıkarttıkları ısmarlama internet portallarında yayımlattıkları
“düzmece” haberleri örnek vererek ciddi, güvenilir, saygın,
objektif ve dürüst habercilik yapan internet sitelerine karşı
saldırıya geçtiler…
Göreceksiniz…
Eskinin o teknoloji
düşmanları…
İnternet özürlüleri…
Sosyal korkaklar
gelecekte silinip gidecekler…
Çünkü internet
haberciliğinin:
Hızı ile…
gücü ile… saygınlığı ile… dürüstlüğü ile… bilgi zenginliği ile…
derinliği ile başa çıkamayacaklar…
Biz internet gazetecileri daima
onlardan saatlerce önde olacağız…
Haberimizle önde olacağız…
yorumumuzla önde olacağız… itibarımız ile önde
olacağız…
Güvenilirliğimiz ile önde
olacağız…
Çağımız “Hız Çağı”…
Biz otobanın sol şeridinden saatte
200 kilometre hızla giderken onlar henüz birici vitesten ikiye
geçememiş olacaklar sağ kulvarda…
Kâğıt israfçısı medya halen beyaz
yakalıların, mavi yakalıları geçtiği dünyanın devam ettiğini
sanıyor ama klavyeli sörfçülerin dünyanın yönetimini ele geçirmek
üzere olduklarının farkında bile değil…
Şaraptan iyi anlayan genel yayın
yönetmenleri, bilgiden iyi anlayan internet genel yayın
yönetmenlerince alaşağı edilecek artık…
Üzüm suyu ile yıkanan yazarlar
yerlerini, bilgi ile yıkanan yazarlara terk edecekler…
“İngilizce, Fransızca, Almanca
biliyorum” diye böbürlenenler internet
üzerinde artık sadece Çincenin geçerli olduğunu ve tüm yazılım
programlarının Çinceyi anında istenilen dile çevirdiğini görünce
“geçen günlere yazık” şarkısını bile Çince
söyleyecekler…
Ürettikleri kâğıtları okuyamayan
çobanların ellerindeki cep telefonlarından internet gazetelerini
okuduklarını görünce dövünecekler…
Ve…
Günümüz kâğıt gazetecileri
internet gazeteciliği yapmak için kollarını sıvadıklarında bizler,
dijital kâğıda geçmiş olacağız…
Haberlerimizi, yorumlarımızı
internet okurlarımızın dijital kâğıtlarına yollayacağız
anında…
Sadece o kadar da
değil…
Dileyen internet sörfçüsü dijital
kâğıtlarda bizi canlı izleyecek, yorumlarımızı kendi ağzımızdan
dinleyecek…
Times da
bundan yıllar yıllar önce, telefon denilen aletin “son Amerikan
şarlatanlığı” olduğunu söylemişti ama o şarlatanlık bu gün
mucizeler yaratıyor…
Hatırlayın…
Ertuğrul Özkök de daha kısa bir süre öncesine kadar, internet haberciliğinin
“şarlatanlık” olduğunu yazıyordu…
Gerçi bu gün yönettiği gazetenin
internet nüshasını öve öve bitiremiyor ama bu durum onun, öngörü
özürlü olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz…
Bu medyabazların kimisi ülkemiz
insanını İslâm’ı yanlış yorumlayarak tüketim zevkinden mahrum
bırakır, fukaralığın aslında nasıl da ahlaklılık olduğunu
anlatırken…
kimileri ise Uzak Doğu mistisizmi
çerçevesinde daha az istemenin nasıl da erdemlilik olduğunu ve
insan ömrünü uzattığı yalanını attılar…
Artık internet gazeteciliği
var…
Artık her bilgiye daha kolay, daha
çabuk ulaşılabiliyor…
Artık, internet sörfçüsünü
kandırmak imkânsız…
Gözlerimiz açıldı…
Çok yakında, reklâmverenlerin
esirgediği ekonomik bağımsızlığımızı, internet sörfçülerinin
desteği ile elde edeceğiz…
Hemen mi?..
Değil tabii ama çok geç de
kalmayacağız…
Adnan Berk Okan