Medya patronları küfürbazları kovmalı!...

Basın özgürlüğüne dayanarak muhalefet etmeyi, bir siyasi düşünceye, bir kişiye veya bir kuruma “hakaret ve küfür etmek” hürriyeti olarak algılayan.....

ADNAN BERK OKAN

Bekir Coşkun’un Gazete HT’den kovulduğuna en az benim kadar sevinen arkadaşlar!..
Bırakın şimdi (ya da yarın çıkacak yazılarınızda) timsah gözyaşı dökmeyi de samimi olun…
Bekir Coşkun’un, Turgay Ciner tarafından ve “haklı” bir gerekçe ile kovulmasını Başbakan’a yüklemeye çalışanlar siz de dikkatli olun…
Bundan sonra ne yazacaksanız, “hakaret” etmeden yazın…
Ne söyleyecekseniz “küfür” etmeden söyleyin…
Ve…

Sizler ey medya patronları!..
Bu çağrım hepinize…
Basın özgürlüğüne dayanarak muhalefet etmeyi, bir siyasi düşünceye, bir kişiye veya bir kuruma “hakaret ve küfür etmek” hürriyeti olarak algılayan yazarlarınıza “tahammül etmek” zorunda değilsiniz…
Emin Çölaşan’ı kovan Aydın Doğan ile Bekir Coşkun’u kovan Turgay Ciner hepinize örnek olsun…

 Bekir Coşkun ve Emin Çölaşan’ın bütün dertleri ve günahları kendileri gibi düşünmeyen insanların inançlarıyla alay etmektir…
Neredeyse her yazılarında Başbakan’a çakarlar…
Hem de küçük düşürerek…
Alay ederek...
Ama…
Diğer yanda CHP’nin çiçeği burnunda genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu alaya alan yazar sayısı da az değil…
Onların da çok eleştirdikleri Bekir Coşkun ve Emin Çölaşan’dan farkları yok…

Daha dün Ahmet Kekeç’i eleştiren bir yazım yayımlandı gazeteciler.com’da…
Ki…
Medyamızın “en okunası” yazarlarından biridir Ahmet Kekeç
Keza müthiş yazı yeteneği olan Salih Tuna
Bu kardeşlerim meslektaşlarını eleştirdiğinde tamam ama muhalifi oldukları siyasetçiler için yazdıkları o "çok ağır" makalelere "HAYIR!"…
Çünkü...
O zaman onların da Çölaşan veya Coşkun’dan farkları kalmıyor…

Bir siyasetçiyi, işadamını, kurumu ve benzerlerini “eleştirme özgürlüğü” adı altında yerin dibine batıran herkes bundan sonra ayağını denk almalıdır…
Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Necati Doğru, Oray Eğin veya işi gücü hükümet karşıtı siyasetçilere küfür etmek olan Engin Ardıç ya da onun gibi küfür etmeseler de muhalif oldukları siyasilerin kişiliklerine yönelik “ağır ifadeler” içeren yazıları yayımlanan Salih Tuna, Ahmet Kekeç
Veya Hasan Karakaya
Veya “dostum o benim” deyip mesleği gazetecilik olmayan insanları yerden yere vuran Hıncal Uluç

Basın özgürlüğü, sadece düşüncelere ve somut uygulamalara yönelik olmalıdır…
Az önce adlarını andığım meslektaşlarımız öyle yapmıyorlar ki…
Bir siyasi parti genel başkanını kendi okurlarının gözünden düşürmek için o insanlara etmedik hakaret bırakmıyorlar…
Ya da bir sporcuyu…
Bir işadamını…
Bir siyasetçiyi, neredeyse sokağa çıkamaz, çocuklarının yüzüne bakamaz hale getiriyorlar…
Haklı bile olsalar böyle bir gazetecilik hadleri değil…

adnanberkokan@gmail.com

İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları