Medya AKP ile daha mı özgür daha mı yanlı?

FOX TV Ankara Temsilcisi Sedat Bozkurt İnternethaber'e konuştu. Bozkurt, basın özgürlüğü konusunda medyanın açmazlaını anlattı...

GAZETECİLER.COM
İnternethaber'den Nesrin Yılmaz'a konuşan FOX TV Ankara temsilcisi Sedat Bozkurt hem medya hem siyasal gündemi değerlendirdi.

Barzani ve Erdoğan buluşması, çözüm süreci, Gülen Cemaati'nin dershane isyanı ve yaklaşan yerel seçimleri yorumlayan Sedat Bozkurt çarpıcı tespitlerde bulunduğu röportajda "Türkiye'de medya özgür mü?" sorusunu da yanıtladı. Türk medyasının dünü ve bugünü ile hiç bir zaman özgür olmadığını kaydeden Bozkurt, toplumun medyaya olan ilgisinin zayıflığının da bundan kaynaklandığını vurguladı.

TÜRKİYE'DE MEDYA HİÇ ÖZGÜR OLMADI AMA ŞİMDİ DAHA VAHİM

"Özgür dersem bu söyleşiyi okuyacak hiç kimse okunmaz. Özgür değil. Medya Türkiye'de hiçbir zaman özgür olmadı. En özgürlükçü liberal, Cumhurbaşkanımız o zamnlarda Turgut Özal'dı, o da medyaya çok baskı yaptı, medyanın sermaye değiştirmesine neden oldu, gazete maliyetlerini çoğalttı, vergiler getirdi, kendi oğlu üzerinden o zamanın yasasına uygun olmayan özel televizyon kanalları açtı, ondan sonraki siyasal iktidarlar da böyle oldu. Medya bir zaman Çiller'ci oldu, bir zamanlar Yılmaz'cı oldu. Medya Türkiye'de hiçbir zaman özgür değildi yani bağımsız değildi, taraflıydı. Aslında medya taraflı olmalıdır ama bu taraf halktan yana olmalıdır. son 20-25 yıldır halktan kopuk bir medya düzeni olduğu için halkın da medyadan talebi yoktur. Ülkede her şey iyi demedya mı kötü? Ülkede her şey kötü. Çürüme bir yerde başlayınca her yere sirayet eder. Askerimiz mi çok iyi, polisimiz mi çok iyi, kapınızı polis çalsa korkuyorsunuz, askerin düştüğü durum ortada, belediyeleriniz mi iyi. Bütün bu bozuk yapıyı tamir edebilecek tek güçlü kurum medyadır, medya bunları yazarak çizerek, insanları aydınlatarak, insanları bir araya getirererk sorunları çözebilir, medyanın görüevi budur, gücünü de buradan alır. Ama Tükiye de böyle bir medya ortamı yok, dün de yoktu bugün de yok ama bugün daha vahim çünkü AK Parti'ye kadar medya patornları siyasi iktidarla kendileri gönüllü bir işbirliği içine girerlerdi, AK Parti döneminde bir kısmı gönüllü olarak bunu yaptı, sonra bir kısmı direndi, sonra onlar bağ kurmak isteyince AK Parti onlara izin vermedi üzerlerinde baskı kurdu."

GAZETECİLİK MUHALİF OLMAYI GEREKTİRİR

"Eskiden gazete ya da televizyon yöneticileri, iktidar değiştiği zaman o iktidara yakın yayın politikaları izlerlerdir ama AK Parti döneminde bunun yeterli olmadığını görüyoruz, direk AK Parti'ye yakın insanları o kilit noktalara getiriyorlar. Bir de şu ortamda iktidar kontrolü dışında çok fazla medya organı olmasını istemiyor çünkü anladığım kadarıyla AK Parti kendisine karşıt medyadan çok çekti, belki de AK Parti'nin iktidar olmasının temelinde bu medya düzeni yatıyor, kendileri de bazen bunu söylüyor, medyaya rapmen ikidar olduk diye. Bugün daha vahim diyorum çünkü içeride gazeteci kimlikli insanlar var. O kişilere sarı basın kartı var mı diye soramazsınız, yaptıkları işlere bakarsınız. Gazetecilik faaliyetini bir anlamazk lazım, Wikileaks belgeleri ortaya çıktığı zaman dediler ki, bunun bir amacı vardır. Burada önemli olan, kamuoyundan saklanan bir bilginin ya da belgenin ele geçirilip kamuoyu ile paylaşılması bir gazetecilik faaliyetidir. Gazeteci kendisine bilgi ve belge geldiğinde yayınlar çünkü gazetecilik muhalif olmayı gerektirir, kaygılarla hareket edilirse gazetecilik yapılamaz. Gazetecilerin yazdıkları sizi rahatsız edebilir, demokrasi budur zaten. Türkiye'de herkes demokrasiyi "benim hoşuma giden işler yapılsın" olarak algılıyor. Hayır, tam tersi seni rahatsız edecek işlerin olacağı rejimin adıdır demokrasi. Bunu çözmek lazım, örgüt üyeliği kavramı Türkiye'de çok sıkıntılı ve çok sakıncalıdır."