Mars Group'un CEO'sundan flaş açıklama
Mars Group ile Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar ve Yılmaz Erdoğan başta olmak üzere sinemacılar arasında yaşanan kriz giderek büyüyor...
Biletlerden yeterli payı almadıklarını ve 'mısır kampanyası' adı altında haklarının çiğnendiğini belirten yapımcıların kazan kaldırmaya başlaması ve ardından Kelebek yazarı Cengiz Semercioğlu'na konuşan Mars Group Kurumsal İlişkiler Direktörü Irmak Acar'ın "Yeni Cem Yılmaz'lar çıkarırız" açıklaması tartışmayı iyice alevlendirmişti.
Tartışma sıcaklığını korurken, Mars Group'un tepe ismi Dong Won Kwak'tan resmi bir açıklama geldi.
CGV Mars Entertainment Group CEO’su Kwak, açıklamasında "İzleyicinin rahat bir sinema salonunda, yeme-içme hizmetleriyle birlikte sevdikleri filmlerin tadını çıkarma hak ve avantajlarını feda ederek, endüstri ortamını kimsenin faydasına olmayan bir duruma sürüklemesinin doğru olmayacağına inanıyoruz" dedi.
Kwak'ın, Cem Yılmaz'la ilgili gündeme gelen ve tartışma yaratan o sözlere atıfta bulunduğu şu ifadesi ise oldukça dikkat çekti:
"Sektörümüzün geleceği için yeni nesil liderlerin belirlenmesi ve geliştirilmesi için durmadan çaba sarf etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Türkiye, yaratıcı ve yetenekli insanlarla dolu bir ülke ki bu da ülkenin sahip olduğu en büyük değerdir. Sektörün ileri gelenlerinin temel ve ortak bir görevinin, gelecek nesil yeteneklerini ve liderlerini bulmak ve geliştirmek olduğu görüşündeyiz. Böylece film sektörü, ileriye yönelik ülke genelinde daha iyi bir ölçekte ve daha kaliteli içerik ve hizmet sunabilir. CGV Mars Entertainment Group olarak biz de ülkemizdeki yüksek potansiyeli olan film yapımcıları ve genç profesyoneller için kaynak sağlamaktan ve bu tür çabalara öncülük etmekten gurur duyuyoruz. Bu yüzden son günlerdeki Türkiye’deki yapımcılar ile olan gündem, yanlış anlaşılan bireysel tartışmaların aksine, tüm sektörü kapsamaktadır."
İŞTE, O AÇIKLAMANIN TAMAMI:
Öncelikle tüm basın mensuplarının, tüketicilerimizin ve paydaşlarımızın yeni yılını kutlarız.
Film endüstrisinde sinemalardaki ücretlendirmeler, tüketiciler için kampanyalar gibi iş politikalarına ilişkin bazı tartışmalar olduğunu görmekteyiz.
Sektörümüzün şu anda yaşadığı tartışma, küresel film endüstrisi açısından bakıldığında yeni bir olgu değildir. Film endüstrisi gelişirken, özellikle sistemlerin daha tam oturmadığı yeni gelişen pazarlarda, bu tür tartışmaları sık sık gözlemliyoruz. Ancak sadece birkaç ülke bu tartışmayı sektörün büyüme vizyonu doğrultusunda üretken sonuçlara yöneltebildi ve küresel film endüstrisinin bu olumlu vakalardan öğrendiği birkaç ortak başarı faktörü oldu.
Bu başarı faktörlerinden birincisi, sinema seyircisinin çıkarlarına ve deneyimlerine öncelik vermektir. Günümüzde özellikle içeriğe alternatif kanallar vasıtasıyla erişimin daha ucuz ve hızlı bir şekilde yapılabildiği düşünüldüğünde; film endüstrisinin ayakta kalabilmesi ve büyümeye devam edebilmesi için, sinemaya gitme eylemi basit bir içerik tüketimi değil, birçok etkeni barındıran kültürel bir deneyim olarak konumlandırılmalıdır. Özellikle, bugünlerde içerik çeşitliliğine alternatif kanallardan kolaylıkla çok daha ucuz fiyata ve daha hızlı bir şekilde erişilebiliyor. Bu bağlamda, herhangi bir paydaşın izleyicinin rahat bir sinema salonunda, yeme-içme hizmetleriyle birlikte sevdikleri filmlerin tadını çıkarma hak ve avantajlarını feda ederek, endüstri ortamını kimsenin faydasına olmayan bir duruma sürüklemesinin doğru olmayacağına inanıyoruz.
Bu noktada Güney Kore örneğine değinmek isteriz.
Güney Kore gibi küçük bir ülke nasıl oldu da yılda 200 milyondan fazla seyirci sayısıyla dünyanın en büyük beşinci film endüstrisi haline geldi? Çünkü;
(1) Film endüstrisinde verimli bir döngü oluşturularak, daha fazla perde için büyük ölçekli yatırımlar yapıldı. Yerel filmlerin daha fazla sayıda izlenmesi için perdeye daha kolay erişim sağlandı. Yeni yapımcıların ortaya çıkması ile yerel üretim sektörü büyümeye devam etti. Sinema işletmecileri de dahil olmak üzere içerik yatırımında artış sağlandı. Bütün bunlar sonrasında gelişmiş film içeriği kalitesiyle, filmler daha fazla izlendiler.
(2) Bilet fiyatları mümkün olduğu kadar makul bir seviyede tutulmuştur.
(3) Yeme-içme hizmeti, özel salonlar ve ekstra eğlence araçları ile sinemalarda farklılaştırılmış ve birleşik kültürel deneyimler sunulmuştur.
Yılda ortalama film seyretme oranı Güney Kore’de 4,2, Avrupa’da 2,5 iken Türkiye’de bu rakam 0,8’de kalmaktadır. Nüfusu ve coğrafi alanı Türkiye’nin neredeyse yarısı kadar olan Güney Kore, yılda 200 milyondan fazla biletle dünyadaki beşinci en büyük film endüstrisi olarak sıralanmaktadır. 2017 ve 2018’de Türkiye’de 70 milyon bilet satılmıştır. 82 milyon nüfusa sahip Türkiye’de, yılda kişi başına 2,5 ortalama ile film izlenme oranı yakalanırsa, Türkiye dünyanın en iyi 5 film endüstrisi listesinde yer alacaktır. Rakamlar Türkiye’de ne kadar önemli ve büyük bir potansiyeli olduğunu ortaya koyuyor.
Ayrıca sektörümüzün geleceği için yeni nesil liderlerin belirlenmesi ve geliştirilmesi için durmadan çaba sarf etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Türkiye, yaratıcı ve yetenekli insanlarla dolu bir ülke ki bu da ülkenin sahip olduğu en büyük değerdir. Sektörün ileri gelenlerinin temel ve ortak bir görevinin, gelecek nesil yeteneklerini ve liderlerini bulmak ve geliştirmek olduğu görüşündeyiz. Böylece film sektörü, ileriye yönelik ülke genelinde daha iyi bir ölçekte ve daha kaliteli içerik ve hizmet sunabilir. CGV Mars Entertainment Group olarak biz de ülkemizdeki yüksek potansiyeli olan film yapımcıları ve genç profesyoneller için kaynak sağlamaktan ve bu tür çabalara öncülük etmekten gurur duyuyoruz. Bu yüzden son günlerdeki Türkiye’deki yapımcılar ile olan gündem, yanlış anlaşılan bireysel tartışmaların aksine, tüm sektörü kapsamaktadır.
Bir diğer başarı faktörü de, sektöre sürekli yatırım yapılmasını kolaylaştıran dengeli ve öngörülebilir bir ortam sağlamaktır. Bu kapsamda Meclis’e sunulan yasa teklifinin büyüme potansiyeline sahip olan bu sektördeki yatırımları aksatmaması adına iyileştirilmeye ihtiyaç duyan alanları olduğunu düşünmekteyiz. Sinema sektörü, çeşitli alt sektörlerden oluşur ve tümünün büyümesini teşvik etmek için dengeli bir bakış açısı şarttır. Prodüksiyon bölümü için iyi destek sağlamanın yanı sıra, bazı sinemalarda gişelerdeki kayıp ve kaçakları önlemek için dağıtım sektörünün güçlendirilmesi, hem yapımcıların ilgisini korumak hem de normalde daha yüksek kalitede salon çalıştırmak için önemlidir. Ayrıca, sinema operatörlerinin daha fazla sinema altyapısı ve salonların iyileştirilmesi için gereken yatırım kaynaklarının tamamen tükenmesine neden olacağından, reklam süresi üzerindeki kontrol tedbirli bir şekilde gözden geçirilmelidir. Ayrıca öngörülebilir bir yatırım ortamı sağlamak için herhangi bir yeni yasa veya düzenleme Rekabet Kanunu gibi mevcut yasalarla da uyumlu olmalıdır.
CGV Mars Entertainment Group olarak öncelikli hedefimiz, 2025 yılına kadar pazar ölçeğini üçe katlayarak Türkiye’de beşinci büyük film endüstrisini oluşturmaktır.
Bu anlamda “Tüm Ulusun Gururu Olacak Türk Film Sektörü” vizyonunun yukarıda belirtilen çabaların ancak sektörün tüm paydaşları ile birlikte el ele verilmesiyle ulaşılabilecek bir hedef olduğuna inanıyoruz.
Saygılarımızla,
Dong Won Kwak
CGV Mars Entertainment Group CEO’su"