Markar Eseyan
Yeni Şafak
Bugün benim tatil günüm...
Kafamı dinlediğim...
Gazete köşe yazarlarını ise asla okumadığım gün...
Ama iş heyecanı mıdır yoksa merak mı; dürttü beni...
İlle de "Kabataş Olayı" için iktidar medyasınında yazılanları merak ettim.
Bu arada işim gereği her yazısını okuduğum Markar Eseyan'ın köşesine de uğradım...
Vaaaauvvvv...
Markar, o efsane Taraf günlerine dönmüştü...
Mükemmel bir alıntıyla başlıyor ve sonra da devam ediyordu...
Yazısına başlık olarak "Kedi" adını seçmişti...
Çünkü "Kedi" çok önemliydi...
Neden mi?..
Yazısına Csezlaw Milosz'un "Tutsak Edilmiş Akıl" isimli kitabından bir alıntı ile başladıktan sonra şunları yazıyor Markar:
Aslında bizler tam tersini düşünürüz. Hayatın ve insanların bizi yüzde yüz haklı çıkarmasını bekler ve böyle olması halinde çok mutlu olacağımızı varsayarız. Hayatımız boyunca haklılığımızı, mağduriyetimizi anlatmak için didinip dururuz. Çok yakın dostumuzun bizi yüzde bir haksız bulması bile çok incitir bizi. En iyi dostluklar birbirini yüzde yüz haklı bulanların dostluğudur. Kimse aklına getirmez ki, bu aslında sadakat adı altında yavaş yavaş bir tür suç örgütüne dönüşmektir, dostluk değil
Ne dersiniz?..
Aklınıza kim geldi bu satırları okurken?..
Ya da kimler geldi?..
Ben daha okurken meselâ hemen her kırılan vazodan kediyi sorumlu tutanları hatırladım...
Her yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardında da başka kediler arayanları...
Siyasal iktidarın çıkarmak istediği her yasayı cemaatin sonunu getirmek için hazırladığını iddia edenleri...
En zalim olduğumuz durumlarda bile nasıl da mazlum ve mağdur oladuğumuzu anlatma çabalarımızı...
Amerikan gangster dünyasının en azılı katillerinden biri olan Çifte Tabancalı Crowley geldi geçti gözlerimin önünden...
Önce öldürürdü masum insanları...
Sonra da oturur öldürdüğü insanların ne kadar haksız, kendisinin ise ne kadar haklı olduğunu anlatırdı polislere...
Nesye...
Uzatmayayım...
Böylesine nefis bir makaleyi hem de sürekli mağdurları oynayanların gazetesinde yazma cesaretini gösteren Markar Eseyan'ı "Günün Köşe Yazarı" seçiyorum...
Kafamı dinlediğim...
Gazete köşe yazarlarını ise asla okumadığım gün...
Ama iş heyecanı mıdır yoksa merak mı; dürttü beni...
İlle de "Kabataş Olayı" için iktidar medyasınında yazılanları merak ettim.
Bu arada işim gereği her yazısını okuduğum Markar Eseyan'ın köşesine de uğradım...
Vaaaauvvvv...
Markar, o efsane Taraf günlerine dönmüştü...
Mükemmel bir alıntıyla başlıyor ve sonra da devam ediyordu...
Yazısına başlık olarak "Kedi" adını seçmişti...
Çünkü "Kedi" çok önemliydi...
Neden mi?..
Yazısına Csezlaw Milosz'un "Tutsak Edilmiş Akıl" isimli kitabından bir alıntı ile başladıktan sonra şunları yazıyor Markar:
Aslında bizler tam tersini düşünürüz. Hayatın ve insanların bizi yüzde yüz haklı çıkarmasını bekler ve böyle olması halinde çok mutlu olacağımızı varsayarız. Hayatımız boyunca haklılığımızı, mağduriyetimizi anlatmak için didinip dururuz. Çok yakın dostumuzun bizi yüzde bir haksız bulması bile çok incitir bizi. En iyi dostluklar birbirini yüzde yüz haklı bulanların dostluğudur. Kimse aklına getirmez ki, bu aslında sadakat adı altında yavaş yavaş bir tür suç örgütüne dönüşmektir, dostluk değil
Ne dersiniz?..
Aklınıza kim geldi bu satırları okurken?..
Ya da kimler geldi?..
Ben daha okurken meselâ hemen her kırılan vazodan kediyi sorumlu tutanları hatırladım...
Her yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardında da başka kediler arayanları...
Siyasal iktidarın çıkarmak istediği her yasayı cemaatin sonunu getirmek için hazırladığını iddia edenleri...
En zalim olduğumuz durumlarda bile nasıl da mazlum ve mağdur oladuğumuzu anlatma çabalarımızı...
Amerikan gangster dünyasının en azılı katillerinden biri olan Çifte Tabancalı Crowley geldi geçti gözlerimin önünden...
Önce öldürürdü masum insanları...
Sonra da oturur öldürdüğü insanların ne kadar haksız, kendisinin ise ne kadar haklı olduğunu anlatırdı polislere...
Nesye...
Uzatmayayım...
Böylesine nefis bir makaleyi hem de sürekli mağdurları oynayanların gazetesinde yazma cesaretini gösteren Markar Eseyan'ı "Günün Köşe Yazarı" seçiyorum...