Mahmut Övür yazdı: Kripto muhabirin hatırlattıkları
Anadolu Ajansı kimliği ile iki bakana İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında sorduğu provokatif soru ile gündeme düşen Musab Turan'a bir tepki de Mahmut Övür'den geldi. Övür'e göre AA muhabiri sıradan biri değil.
Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, Anadolu Ajansı muhabiri Musab Turan'ın sıradan biri olmadığını ve seçilerek orada bulunduğunu ifade etti ve bu olayın kendisine hatırlattılarını kaleme aldı.
İşte o yazı:
Bir ülkenin iç savaşın eşiğine nasıl getirildiğini en iyi
bizim 78 kuşağı biliyor. O yıllarda sağ-sol ayrımı
üzerinden ülkeyi kurtarmaya kalkmış, bir süre sonra da sadece
birbirimizi öldürmekle yetindiğimizi görmüştük. Bütün
yaptıklarımızı da kendi aklımızla yaptığımızı sanıyorduk. Doğrusu
her şeyin müsebbibi de sadece akılsızlığımız değildi.
Bu gerçeği ancak içimizdeki "onların çocukları"nın 12
Eylül darbesini yaptıklarında anladık ama iş işten geçmişti.
Bu aymazlığın bedelini de, bırakın ekonomiye ve siyasete
verdiği zararı, Türkiye'nin yetişmiş 6 bine yakın gencini
kaybederek ödedik.
Peki ders çıkarmadık mı?
Pek sayılmaz, çıkarsaydık 2021'in Türkiye'sinde hâlâ
muhalefet, muhtıracı emekli amirallerin bildirisine
ya da kullanışlı mafyatik tiplerin söylediklerine
itibar etmez, ülkeye kurulan küresel tuzağı görürdü.
Ama vahim olan sadece muhalefetin görmedikleri değil, AK Parti ve
bürokrasi içindeki görülmeyenler ve pusuda bekleyenler...
Meğer "tarlalarımız" ne kadar derin sürülmüş ki her
yerden "ihanet" fışkırıyor. Şu son Anadolu Ajansı
muhabiri olayına bakın... Bakın diyorum ama çok da şaşırmıyorum...
Çünkü 70'lerin sonunda Mehmet Ali Ağca'ları,
80'lerde Başbakan Özal'a kurşun yağdırmış Kartal
Demirağ'ları unutmadık. Sonrasında çok daha vahimini,
milyonları "altın nesil" diye peşinden sürükleyip
katillere dönüştürmüş bir yapıyı ve onun ürettiği Mert
Altıntaş'ları gördük.
Bunlar ihanet etmede ötekilerden çok daha pervasız ve ölçüsüzlerdi.
Ben bunun basite alınmaması, bir meczup muhabir denilip geçilmemesi
gerektiğini düşünüyorum. Aylardır Biden'ın gelişiyle ABD'nin
yıllardır gelişmekte olan ülkeleri dizginlemek için kullandığı
klasik "gayri nizami harp" yöntemlerinin yenilendiğini
ve "uyuyan hücrelerin" harekete geçirildiğini yazıp
duruyoruz. Bugün olanlar bundan farklı değil.
Anadolu Ajansı muhabiri Musab Turan bu yüzden sıradan
biri değil, "seçilmiş" biri... İlk sorudaki şu tespit
bile amacın sadece bir bakanlık olmadığını gösteriyor.
"Burada narko bürokrasi ile ilgili iddialar ülkemizi
uluslararası arenada zora soktu mu? Hükümetin buna
ilişkin bir planı var mı?"
Dikkatinizi çekmiştir, "narko bürokrasi" diyerek tam bir
FETÖ ağzıyla konuşuyor. AK Parti'yi sahiplenmesi ise işin
kılıfı.
O sorularla amacın bir meseleyi aydınlatmak olmadığı, ortalığı
karıştırmak olduğu çok açık. Bu yüzden de soruları otomatik
tüfekten çıkar gibi arka arkaya soruyor
Soruların Sanayi Bakanı Mustafa Varank ve Tarım
Bakanı Bekir Pakdemirli'ye yöneltilmesi de bir
tuzak. Zaten Bakan Varank bunu fark eder
etmez gereken cevabı veriyor: