Mahmut Övür yazdı: Kaşıkçı cinayetini kim planladı?
Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Arabistan başkonsolosluğunda vahşi biçimde katledilmesiyle ilgili Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür köşesine dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Suudi Arabistan
yönetimi Cemal Kaşıkçı cinayetinin planlı bir şekilde işlendiğini
kabul etti. Dünyanın yakından takip ettiği olaya ilişkin şimdi
merak edilen sorulardan biri de bu vahşi cinayeti kimin
planladığı... Sabah yazarı Mahmut Övür, olaya ilişkin kaleme aldığı
yazısında Prens Muhammed bin Selman'a işaret etti. Övür, "Veliaht
hiç hesaba katmadığı sert bir kayaya çarptı. Öldürülen gazeteci
Suudi kökenli olabilir ama çalıştığı kurum ABD'nin en önemli
gazetesi Washington Post (WP). Bırakın uzun tarihini, geçmiş
ilişkilerini, WP, Amerikan sağının ve genel siyasetin en
belirleyici ve en kurumsal gazetesi." ifadelerini
kullandı.
Medyanın bu işin peşini bırakmayacağına dikkat çeken Sabah yazarı, "Prens, artık dünyanın önemli merkezlerinde görünür olamayacağı gibi önemli toplantılara da elini koluna sallayarak katılmayacak. İşi çok zor... Ya görevden alınacak ya da kademe kademe yetkileri budanacak." dedi.
Kaşıkçı cinayetini kim planladı?
Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Arabistan
başkonsolosluğunda vahşi biçimde katledildiği konusunda artık
kimsenin şüphesi kalmadı. Bunda Türkiye'nin süreci başından
itibaren doğru yönetmesinin ve belgeleri dünya medyasıyla
paylaşmasının katkısı çok büyük... Böyle olduğu içindir ki S.
Arabistan yönetimi sadece cinayetin konsoloslukta işlendiğini değil
"planlı" işlendiğini bile kabullendi.
Şimdi dünya, bu cinayet kararını kimin verdiğini sorguluyor. Ve
herkes de şu gerçeği biliyor; o cinayet, ülkeyi zorbalıkla yöneten
Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın izni olmadan gerçekleşemez.
Peki, bu açığa çıkabilir mi?
Zor görünse de çıkartılabilir çünkü Veliaht hiç hesaba katmadığı
sert bir kayaya çarptı. Öldürülen gazeteci Suudi kökenli olabilir
ama çalıştığı kurum ABD'nin en önemli gazetesi Washington Post
(WP). Bırakın uzun tarihini, geçmiş ilişkilerini, WP, Amerikan
sağının ve genel siyasetin en belirleyici ve en kurumsal
gazetesi.
Deyim yerindeyse Amerikan medyasının "amiral gemisi" ve bu cinayete
"namus meselesi" gözüyle bakıyor. Dahası cinayet karşısındaki
duruşuna dünya medyasının da ciddi desteği var. Ama en önemlisi
belki de ABD tarihinde ilk kez görülen rakibi New York Times'ın
anlamlı desteği...
Gazete, bu duruşu ve arkasındaki anlamlı destekle önceki gün
cinayetin aydınlatılması için ABD yönetimine çağrı yaptı ve tam
sayfasını Cemal Kaşıkçı'ya ayırdı. WP Yazı Kurulu, "S. Arabistan
Kaşıkçı cinayetinin planlı olduğunu kabul etti. Güzel. Peki, kim
planladı?" başlıklı yazıda isim vererek Veliaht Prens'i adres
gösterdi ve şu soruyu sordu:
"Yeni hikâye gerçeğe biraz daha yaklaşsa da bazı temel sorular hâlâ
yanıt bekliyor: Gazetecinin öldürülmesi talimatını kim verdi? Bin
Selman'ın bundaki rolü neydi?" Azılı bir Türkiye karşıtı olan
gazete, cinayetin planlı gerçekleştiğinin ortaya çıkmasında Başkan
Erdoğan'ın devlet adamı vizyonunun, dirayetinin hakkını veriyor ve
asıl soruyu ABD Başkanı Trump'a yöneltiyordu. Trump'ın "Ona inanmak
istiyorum, gerçekten inanmak istiyorum" sözlerini hatırlatıyor ve
şöyle yazıyordu:
"Oysa Trump'ın istemesi gereken hakikat olmalı. Eğer Bin Selman
ılımlı bir eleştirmenden daha fazlası olmayan bir gazeteciye dahi
tahammül edemeyip vahşice katledilmesini emredebiliyor veya
onaylayabiliyorsa, ABD yönetimi onunla ilişkisini derhal gözden
geçirmeli ya da daha büyük felaketlere hazır olmalı."
Kim ne derse desin, WP'nin aradığı hakikat ortaya çıkmadan bu
olayın üstü kapanamaz. Bundan sonra Veliaht Prens'in aslında
olmayan itibarı kalmadığı gibi iş daha da derinleşecek. Medya bu
işin peşini bırakmayacağı için Prens, artık dünyanın önemli
merkezlerinde görünür olamayacağı gibi önemli toplantılara da elini
koluna sallayarak katılmayacak. İşi çok zor... Ya görevden alınacak
ya da kademe kademe yetkileri budanacak.
Bugünlerde bazı ülkelere veya büyük şirketlere ticaret anlaşması
adına verdiği milyar dolarlar bile onu kurtarmaya yetmeyecek.
Eninde sonunda hakikat ortaya çıkacak ve Prens Bin Selman hesap
verecek.