Mahmut Övür, Uğur Mumcu cinayetinde bilerek saklanan gerçekleri açıkladı!

Organize suç örgütü lideri olmakla suçlanan ve YouTube üzerinden videolar yayınlayan Sedat Peker yedinci videosunda Uğur Mumcu cinayeti ve uyuşturucu trafiği hakkında iddialarda bulunmuştu. Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür bugünkü köşesinde, 'Mumcu cinayeti ve bilerek saklanan gerçekler' başlıklı yazısında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür bugünkü yazısında 'Mumcu cinayeti ve bilerek saklanan gerçekler' başlıklı dikkat çeken bir yazı yayınladı. Övür, Organize suç örgütü lideri olmakla suçlanan ve YouTube üzerinden videolar yayınlayan Sedat Peker yedinci videosunda Uğur Mumcu cinayeti ve uyuşturucu trafiği hakkında iddialarda bulunmasına gönderme yaparak, 'Şimdi bir mafya meczubunun söyledikleri üzerinden siyasetin dizayn edilmesi sürecini izliyoruz. İlgiyi artırmak ve kafaları karıştırmak için de araya yakın tarihimizin faili meçhul cinayetlerini yerleştiriyorlar. Nasıl olsa hâlâ çözülmüş değil. İşe de en can yakıcı olanıyla, Uğur Mumcu cinayetiyle başlanıyor... Böylece bir mafya liderini hayranlıkla izleyen CHP'li, solcu, Kemalist sosyolojinin Mumcu hassasiyeti de diri tutulmuş oluyor' dedi.  Sabah yazarı, Mumcu cinayetinde bilerek saklanan gerçeklerin neler olduğunu tek tek açıkladı. 

İşte o yazı... 

Şimdi bir mafya meczubunun söyledikleri üzerinden siyasetin dizayn edilmesi sürecini izliyoruz. İlgiyi artırmak ve kafaları karıştırmak için de araya yakın tarihimizin faili meçhul cinayetlerini yerleştiriyorlar. Nasıl olsa hâlâ çözülmüş değil. İşe de en can yakıcı olanıyla, Uğur Mumcu cinayetiyle başlanıyor... Böylece bir mafya liderini hayranlıkla izleyen CHP'li, solcu, Kemalist sosyolojinin Mumcu hassasiyeti de diri tutulmuş oluyor.
Oysa Mumcu cinayeti, devlet içine çöreklenmiş çeteleri aşan, organizatörlüğünü bugünlerde Türkiye'yi kuşatmaya çalışan emperyalist güçlerin yaptığı bir operasyondu. Öldürülme gerekçesi de sadece PKK-CIA ilişkisi veya uyuşturucu baronlarına karşı Mumcu'nun yürüttüğü savaş değildi.
Böyle olsaydı 90'ların başında gerçekleştirilen Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı gibi laik aydınların katledilmelerini nereye koyacaktık?
Dahası Özal ve Eşref Bitlis'in şüpheli ölümlerini nasıl açıklayacaktık?
Sadece Mumcu'nun katledilmesine bakıldığında bile gerçeğin bambaşka olduğu görülür. Bu gerçeği ne yazık ki, Mumcu üzerinden siyaset yapanlar, adıyla özdeşleşen Cumhuriyet gazetesi, hatta yakınları bile görmedi, görmek istemedi.

Yazının devamı için tıklayın...