Mahir Kaynak’tan skandal iddia!..
"Hiddet ve şehvet insanı şaşı yapar; ruhu doğruluktan ayırır… Garez gelince hüner örtülür, gönülden göze yüzlerce perde iner…"
GAZETECİLER.COM
Eğer doğruysa (ki Mahir Hoca yalan
söylemez) müthiş bir şey…
Skandaldan
da öte…
Vahim…
Neden mi?..
O halde Mahir Kaynak’ın
yazdıklarından bir bölümü lütfen okuyun:
“28 Şubat sürecinde yaşanan
andıcın iki şöhretli gazeteciyi hedef aldığı yaygın bir kanıdır ama
önemsiz bir yazar olarak ben de andıç nedeniyle yazarı olduğum
Aktüel dergisindeki işimden çıkarıldım. Birkaç yıl sonra andıcın
mimarı olan kişiyle baş başa bir yemek yedik ve ona bana neden bu
muameleyi reva gördüğünü sordum. Şu cevabı verdi: ‘Kardeşim Mahir,
görevli olduğum süre içinde senin hakkında hiçbir olumsuz rapor
almadım ve seni belgeye ben dâhil etmedim. İsmin metne basında
eklendi.’ “
Ne dersiniz?..
“Vahim!” değil mi?..
Türkiye’nin en çok
satan…
En çok izlenen…
En etkin medyasının bir gazeteciye
yapabileceği daha vahşi… daha vahim bir kötülük olabilir
mi?...
Mevlâna,
Mesnevi’nin 1. cildinin bir yerinde (Sayfa
27) şöyle der:
“Hiddet ve şehvet insanı şaşı
yapar; ruhu doğruluktan ayırır…
Garez gelince hüner örtülür,
gönülden göze yüzlerce perde iner…”
Siyasal tarihimize “28 Şubat” diye
geçen o dönem, Türk medyasının affedilemeyecek hatalarla dolu bir
dönemidir…
Yalanın,
dolanın, talanın, yüzsüzlüğün, “bir üst düzey komutan”
iğrençliğinin kol gezdiği ve yurttaşlarımızı esir aldığı bir
siyasal vahşet sürecidir…
O dönemin TV’lerini, gazetelerini
hatırlayın…
Üç gazetecinin PKK’dan para
aldığına ilişkin haberler (iddia bile değil haber) yer alıyordu
güzide(!) medyamızda…
Bazı generaller masa başında
oturmuş, Şemdin Sakık’ın ifadesine bir bölüm eklemiş ve TSK’nın
sözcülüğünü yapan, atv, SABAH, Kanal D, HÜRRİYET, MİLLİYET, STAR
TV, SHOW TV gibi çok satan gazetelerle çok izlenen televizyonlara
servis yapmışlardı…
Habere göre Şemdin Sakık, askeri
savcılığa verdiği ifadenin bir yerinde, Mehmet Ali Birand, Mahir
Kaynak ve Cengiz Çandar’ın PKK’dan para aldıklarını
söylemişti…
Oysa sonradan öğrendik ki Şemdin
Sakık ifadesinin hiçbir yerinde öyle bir şey
söylememişti…
Haber yalandı…
Haber, Şemdin Sakık’ın resmi
ifadesine ekleme yapılarak üretilmişti…
Ama daha büyük bir başka yalan
vardı…
Mahir Kaynak’ın adı, andıçta yer
almadığı halde gazete ve televizyonların yönetimleri O’nun adını da
eklemişlerdi diğer 2 gazetecinin yanına…
Ve sevgili dostlar…
Biz bu gün, o dönemin “Yalancı,
Andıççı” gazetecilerinin yönettiği gazeteleri okuyor, TV’leri
izliyoruz halen…
Kamuoyu, o yalan habercilikten
sabıkalı yüzsüz adamlar tarafından bilgilendiriliyor…
Ne fena…
Türk Medya tarihinin bu en
aşağılık “Yalan Haberciliği”ni ortaya çıkaran Mahir Kaynak’a
teşekkür ederiz…
Ve gerçek habercilik yapmak
isteyen, bu andıççı ve yalancılardan korkmayan tüm
meslektaşlarımıza sesleniyoruz:
Mahir Kaynak’ın ortaya çıkardığı
bu yalanı, yalancıların yüzüne vurun!...