'Magazin terörü değil şöhret budalalığı!'
Tuğçe Tatari de 'paparazzi terörü'nü ele almış bugün. Ama magazin gazetecilerini lanetlemekten ziyade bir gerçeğe parmak basmış.
Akşam yazarı Tuğçe Tatari de 'paparazzi
terörü'nü ele almış bugün.
Ama magazin gazetecilerini lanetlemekten ziyade bir gerçeğe parmak
basmış.
Magazin gazeteciliğindeki bu tutumun asıl suçlularını
ortaya çıkarmış.
Son günlerde yaşananlar için de 'magazin terörü'
tabiri yerine 'Türkiye'nin şöhret budalalığı'
tabirini kullanmış.
Neyse biz sözü Tuğçe Tatari'ye bırakalım...
"Geçen hafta izlediğim 'Timuçin Esen, polis ve
paparazziler arasında yaşanan, nasıl başladığını bir türlü
anlayamadığım karmaşa'yla ilgili de ilk düşüncem Timuçin Esen'in
yerinde olmayı asla istemeyeceğim olmuştu.
Daha sonra alevlenen polemikler, köşe yazarlarının paparazzileri
eleştirmesi, oyuncuların siyah kurdele protestosu, gazetelere
verilen kınama ilanları aslında tuhaf çelişkilerin içinde
yaşadığımızın kanıtı oldu benim için.
Konuya üç ana maddeden yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum.
Bu paparazzileri yetiştiren bir sistem var.
Ülkede değişen bir şöhret skalası var. Geçmişte sadece bir film
çekip bir albüm çıkartmak ve ardından gündeme gelecek hareketlere
imza atıp skandallara karışmak şöhretin devamlılık sebebiyken şimdi
gerçekten başarılı gençler var. Bu değişen skalaya bu magazin
müdürlerinin habercilik anlayışı yetersiz
kalıyor.
***
Şimdi bu üç maddeyi açarak inceleyelim:
Paparazzilik denilen mesleği her fırsatta yerden yere
vuruyoruz.
Mesleğin ilk asılacak adamları onlar... Oysa bundan sadece birkaç
hafta önce Can Dündar'ı 'Su Samuru'nda yakalayan paparazziyi
tebriklere boğmuştuk.
Çok sık olmasa da senede birkaç kez paparazzilerce yakalanan flaş
karelere zevkle bakmıyor muyuz? Entelektüel görüntümüzle vitrine
taşıdığımız konular farklı da olsa, biz bize kaldığımızda en çok
konuştuğumuz, en çok güldüğümüz veya en çok şaşırdığımız haberleri
onlar sunmuyor mu?
***
Onlar müdürlerinin istediklerini veriyorlar...
Müdürleri tarafından her gün 'yırtık haber' yakalamaya
zorlanıyorlar...
Yani bu meslekten para kazanmak için tek şansları 'yırtık'
olmak...
İnsani güdüleri olan, ahlaki dürtülerle yaşayan, aile kurumuna
saygılı, insan haklarını aklından çıkarmayan, seviyeli insan olma
ilkesiyle yaşayan bir muhabiri kaç tane magazin müdürü ekibinde
paparazzi olarak çalıştırır? Bu çalıştırdığı paparazziden nasıl bir
verim alır?
Çoğu, meslekte ucuz eleman olarak görülmüyor mu? Daha kötü, daha
acımasız ve daha ilkesiz oldukça alkış almıyorlar mı?
Yani paparazzinin kibarı, ahlaklısı, centilmeni olabilir mi?
O zaman evli olan adamı sevgilisiyle öpüşürken fotoğraflar mı ya da
kendisine şemsiyesiyle vurması için ünlü bir kadını tahrik edebilir
mi?
***
Paparazziler sadece birer piyondur. Onları bu yola teşvik eden ise
haberi getirdikleri müdürleri ve haberi aldıkları ünlülerdir.
Sadece haber olmak adına evini, yatağını, cebini bu çocuklara açan
yüzlerce şöhret bulunmaktadır. Bu eğitimsiz çocuklardan aradaki
ince çizgiyi tutturmayı beklemek şuursuzluktan başka bir şey
değildir.
Bu ince çizginin bir tarafında 'üreten ünlüler', bir diğer
tarafında 'üretmeyenler' bulunmaktadır. Bu durumda esas
tartışılması gereken Türkiye'nin şöhret budalalığıdır.
Üreten de üretmeyen de şöhrettir, her ikisi de
haber değeri taşır. Bu çocukların davranış modeli ise tektir. Her
iki tarafa da aynısını uygulamaktadırlar... Üretmeyen ünlüler,
onların haberlerine mahkumdur, o yüzden her türlü sınır aşımına
boyun eğer. Henüz varlıklarına alışılamayan, hak ederek, üreterek
şöhret olan gençlerin taviz vermemesi sayesinde magazin müdürleri
daha kalifiye olmak zorunda kalacaklardır. Yani önümüzdeki yıllarda
magazin müdürü olmak da belli kalifikasyonlar gerektirecektir. Daha
kalifiye, daha eğitimli, daha kaliteli müdür, kendini yansıtacak
paparazziler yaratacaktır."