Lili Bardavit için...
Böylesine mükemmel bir kalem ustası nasıl olur da keşfedilemez hiç aklım almıyor...
Az sonra okuyacağınız makale bir profesyonelin
klavyesinden çıkmadı...
Bir amatörün blogunda bugün (15.0.2014) yayımlandı...
Önce Lili Bardavit Hanımefendiyi bu mükemmel makaleyi yazdığı için alkışlayacağım...
Sonra da birkaç cümlelik minik bir yorum yapacak ve şöyle diyeceğim:
"Böylesine mükemmel bir kalem ustası nasıl olur da keşfedilemez hiç aklım almıyor...
Yanlışlık kimde?..
Medyamızı yönetenlerde mi?..
Yoksa değerli bir mücevher gibi kendini gizleyenlerde mi?.."
Lütfen okuyun ve karar verin...
14 Mayıs 2014 Çarşamba
Bir amatörün blogunda bugün (15.0.2014) yayımlandı...
Önce Lili Bardavit Hanımefendiyi bu mükemmel makaleyi yazdığı için alkışlayacağım...
Sonra da birkaç cümlelik minik bir yorum yapacak ve şöyle diyeceğim:
"Böylesine mükemmel bir kalem ustası nasıl olur da keşfedilemez hiç aklım almıyor...
Yanlışlık kimde?..
Medyamızı yönetenlerde mi?..
Yoksa değerli bir mücevher gibi kendini gizleyenlerde mi?.."
Lütfen okuyun ve karar verin...
14 Mayıs 2014 Çarşamba
Soma
Yine yas var ülkemde...
Kapkaranlık bir geceye yattık, kömür karası bir
sabaha uyandık.
Simsiyah akıyor bugün ülkenin
gözyaşları.
Türkiye ağlıyor bugün, ağlasın zaten.
Kaç ana dilsiz, kaç kadın ersiz, kaç evlat kanadı kırık
kaldı bugün.
Sadece kocaman bir "offfff" dökülüyor
içimden.
Yanıyorum, ben yeryüzünde yine neye ah vah ederken yerin
altında nasıl bir can pazarı yaşanıyormuş, nasıl bir feryat figan
varmış, bilmemişim, ona yanıyorum.
Yanıyorum, insan hayatının bu kadar ucuz olduğu bir yerde
nasıl da bu kadar pahalıya yaşadığıma yanıyorum.
Yanıyorum, hallerini, korkularını, siyaha boyanmış
suratlarını, duymadığım acılarını hissediyorum, o panik anını
düşünüyorum, çığlık çığlığa koşuşuyorlar sanki, gözümün önünden
kovamıyorum.
Yanıyorum, bu durumda bile sedye kirlenmesin diye
çizmelerini çıkarmak isteyen madenci kardeşime
yanıyorum.
Yanıyorum, o maden ocağının başında bir umut, avaz avaz
sevdiğinin sağ çıkmasını bekleyenlerin suretlerini görüyorum,
yanıyorum.
Tak diye biten hayata, güm diye gelen tokata, şak diye
giden "can"a yanıyorum.
Yanıyorum neden o madende olduğunu sorguladığım ve
cevabını kabul edemediğim "işçi çocuk", sana
yanıyorum.
Yanıyorum, üç gün yas dördüncü gün haydi marş marş yapan
sana, bana yanıyorum.
Manisa'dan gelen kömür karası haberlere
acıyorum.
Yanıyorum, böyle ölümlere çok ama çok
yanıyorum.
Her felakette olduğu gibi buna da "kader"
diyenlerin kaderleri nasıl olacak acaba diye düşünmekten kendimi
alamıyorum.
Ölümün bile hayırlısı olsun diliyorum.
Allah'tan o cefakar işçilerimize rahmet istiyorum,
ailelerine sabır versin umuyorum.
Herkes gibi, bende yanıyorum, öyle yandığımla da
kalıyorum.
Başka da hiçbir şey
yapamıyorum...