Liderin mesajını ayakta dinlemek

Kongre sonrası gazetecilerin ve köşe yazarlarının genelinin yorumu şu iki başlıkta toplandı: "Erdoğan Kongresi" ve "Tayyip'in Partisi".

Hem kongre hem de yorumlar bir kez daha malumun ilamıydı.

AK Parti adım adım bir sistem değişikliğine gidiyor. Bekir Bozdağ'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'la AK Parti'nin ayrılmazlığı vurguları, Binali Yıldırım'ın konuşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajındaki şu sözler mesajın ne kadar net verildiğini bir kez daha gösterdi:

"Önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanı'yla siyasi kadrosu arasındaki iklimi olumsuz etkileyen bu çarpık uygulamanın gidirileceğine inanıyorum".

Bu mesaj sadece sözlerle değil, MKYK listesiyle de verildi aslında.

MKYK listesinden bazı ağır topların çıkarılması, bakan sayısının azaltılması ve yeni isimlere baktığımızda, hükümetle parti yönetimi arasına bir "mesafe" getirildi şeklinde okunabilir ki bunu da partili cumhurbaşkanlığına bir hazırlık aşaması olarak düşünebiliriz.

**** 

Kongrede Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinin damga vurmasının dışında en çok konuşulanlar;

-Davutoğlu'nun konuşması

-Binali Yıldırım'ın sesinin kısılması ve

-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajının ayakta dinlenmesini, oldu.

Zaten hem hazırlanan kısa filmler, hem konuşmalar, hem çalınan "Recep Tayyip Erdoğan" şarkılarıyla salonda inanılmaz bir Erdoğan coşkusu hakimdi. Belki bunun etkisiyle, bilemiyorum ama Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajının toplu şekilde ayakta dinlenmesi ilginç bir manzara oluşturdu.

Bu zamana kadar daha önce böyle bir durum görmemiştik.

Kaldı ki; AK Parti'nin içinden çıktığı gelenek, kültürel kodlar ve yıllarca verdiği mücadele düşünülünce, bu durum AK Parti'lilerin yadırganmasına neden oldu.

Çünkü muhafazakar ve İslamcı kesim senelerce orantısız sevgi gösterilerine karşı, "ölçülü" olmayı tavsiye etti.

Recep Tayyip Erdoğan da bu gelenekten gelen bir lider olarak, muhtemelen kongre salonunda böyle bir durumla karşılaşsa eliyle buyrun oturun işareti yapacaktı.

Durumun refleksif ve spontane geliştiği çok belli.

Fakat AK Parti, Başkanlığa doğru giderken, kendi ruhuyla çelişecek görüntü vermekten ve eleştirilere açık bu tür durumlardan itinayla kaçınmalı.