'Kurusıkı atmam' diyen Cem Küçük'ten büyük iddia
Geçtiğimiz günlerce 'Milliyet kapanacak' iddiası ile çok konuşulan Türkiye yazarı Cem Küçük, medya konusunda yazdıklarının hep doğru çıktığını söyledi.
Türkiye yazarı Cem Küçük, yine çok iddialı bir yazı kaleme aldı. Türkiye'de köşe yazarlarının her konuda ahkam kestiğini bazılarının ise bazı alanlarda uzman olduğunu söyleyen Küçük, kendisinin de medya konusunda uzman ve iddialı olduğunu, Türk medya tarihini çok iyi bildiğini belirtti.
"Bugüne kadar medya ile ilgili ne yazdıysam çıkmıştır. İstisnasız her dediğim zaman içinde gerçek olmuştur. Bazen gecikme olmuştur ama son tahlilde her yazdığım hayata geçmiştir" diyen yazar “22 Mart medya devrimi ve tuhaf bir olay” başlıklı yazısının dikkatli okunması gerektiğini ifade ettti. Küçük, "Eski Türkiye’nin tüm kalıntıları anaakım medya ortamından temizlenecektir." iddiasını da sürdürdü.
Medya konusunda yazdıklarım hep doğru çıkmıştır
Türkiye’de köşe yazarları genelde her konuda
yazarlar ve ahkâm keserler. Fakat bazı köşe yazarları da bazı
alanlarda uzmandır ve iddialıdır. Ben de medya konularında uzmanım
ve çok iddialıyım. Türk medya tarihini avucumun içi gibi bilirim.
Günümüz medyasındaki tüm networkleri ve dönen dolapları da avucumun
içi gibi bilirim. 6 senedir Türk gazetelerinde köşe yazıyorum ve
bugüne kadar medya ile ilgili ne yazdıysam çıkmıştır. İstisnasız
her dediğim zaman içinde gerçek olmuştur. Bazen gecikme olmuştur
ama son tahlilde her yazdığım hayata geçmiştir. Çünkü ben belli bir
sağlam bilgi ve analiz çerçevesinde yazıyorum. Bilgim yoksa konuya
girmiyorum. Dedikodu yazmıyorum, kurusıkı atmıyorum.
2 Kasım 2018 tarihinde Türkiye
gazetemizde yayınladığım “22 Mart medya devrimi ve tuhaf bir olay”
başlıklı yazımdaki her satır ve her kelime sonuna kadar doğrudur.
Lütfen tüm medya camiası o yazımı baştan sona yeniden okusun ve
önümüzdeki 6-7 ay içinde Türk medya ortamında neler olacağını
görsün. Yine aynen yazdıklarım olacak.
Demirören Medya Grup CEO’su ise bu
yazımla ilgili açıklama yaptı. Ben en başta rahmetli Erdoğan
Demirören ve şu an ailenin başında olan Sayın Yıldırım Bey olmak
üzere Demirören Ailesi’ne büyük saygı duyarım. Yerli ve millî bir
aile olan Demirörenlere ülkemizin büyük çoğunluğu olan
milliyetçi-muhafazakâr yurttaşlarımız da çok saygı
duyarlar.
Fakat unutulmamalı ki,
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın yıkılmasını isteyen sosyal kesimler de
Demirören Ailesi’nden nefret ederler ve Erdoğan ile beraber
Demirörenlerin de yıkılmasını isterler. Bu iki kere iki dört
gibidir. Aynı zihniyet Hürriyet’ten de Demirörenlerin ve bana cevap
yazan CEO’nun da kovulmasını istiyor.
Şimdi mevcut Hürriyet yazarlarını
düşünelim. Ertuğrul Özkök’ten Ahmet Hakan’a, Sedat Ergin’den Fatih
Çekirge’ye belki bir-iki istisna hariç tüm Hürriyet yazarlarının,
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dan nefret ettiğini Türkiye’deki herkes
biliyor. Bu isimler de sorduğunuzda bu durumu inkâr etmiyor. 17-25
Aralık FETÖ darbesine ve 7 Haziran sürecinde PKK terör örgütünün
siyasi koluna destekleri çok açık. Şimdi ortama uymak için iktidara
yalakalık yapıyor olmaları bu milletin büyük çoğunluğu nezdinde
itibarlarının sıfır olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Elbette bu
yalakalıkları yüzünden şu an muhalefet tabanı nezdinde de sıfır
durumdalar. Tam itibarsızlık vaziyetindeler.
Yarın Erdoğan’ı yıkabilseler hem
Demirören Ailesi hem de bu CEO aleyhine edecekleri hakaretin haddi
hesabı olmaz. Çünkü mevcut bu Hürriyet kadrosu Demirören Ailesinden
ve senden de nefret ediyor Sayın CEO. “Yaşasın Erdoğan diktatörlüğü
bitti, şimdi de Demirörenlerden Hürriyet’i kurtarma zamanı” diye
yazacakları darbeci yazılar şimdiden hazır. Bunların böyle tipler
olduğunu tüm Türkiye biliyor.
Yani eğer Yıldırım Bey etrafında,
“Biz muhalefete de yakın olalım patron. Yarın Erdoğan yıkılırsa
yine ortama uyarız” gibi söyleyenler varsa bu kişiler ihanet
içindedir. Zaten Sayın Yıldırım Demirören de, “Bizim kaderimiz
Beyefendi ile bir ve bütündür” diyerek mert bir tavır
sergiliyor.
Peki Yıldırım Demirören’in böyle
söylediği bir ortamda Hürriyet’te neler oluyor? Daha dün Hürriyet
Pazar'da, Cumhurbaşkanımıza hakaretten yargılanan ve 17-25 Aralık
darbe sürecinin en aşırı FETÖ destekçilerinden Perihan Mağden
manşet ediliyor. Mağden övülüyor. İnanılmaz bir olay bu. Ayrıca
Cezmi Ersöz’ün dün yine Hürriyet Pazar’da “eş değiştirmeyi” öven
ahlaksız satırları nasıl basılır? Bu Çınar Oskay’ın ve Hürriyet
Pazar editörlerinin ar damarı mı çatlamış?
Siz bir CEO olarak bu rezaletin
olmasına nasıl izin verirsiniz? Aslında tüm Hürriyet Pazar kadrosu
bile tasfiye edilse milletimiz buna onay verir. Olacak iş değildir
bu. Bunu yapacak mısın? Daha önce de İsmail Saymaz eğer bu bozguncu
tweetlerine devam ederse göndereceğim diye bana yazmıştın. Komünist
Saymaz o bozguncu tweetlere her gün devam ediyor ama CEO hâlâ
Saymaz’ı koruyor. Neden koruyor?
Aynı şekilde Ertuğrul Özkök’ün
FETÖ’cü Eyüp Can’a destek ziyareti doğruysa gereğini yapacağım diye
bana yazdın. Ama hiçbir şey yapılmadı. Tüm bunları izah edin. Ben
de bu köşede bunları aynen yazarım. Ayrıca sizin şahsınıza Soner
Yalçın ve Odatv’nin de saldırdığını söylüyorsunuz. Bu komünist
Soner Yalçın zihniyetiyle bu medyada en çok mücadele eden benim
Sayın CEO. Sizin iki yazarınız Ertuğrul Özkök ve Ahmet Hakan’ın
Soner Yalçın ile kanka olduğunu, hatta Yalçın’ın çoğu zaman
Ertuğrul Özkök’ün yönlendirmesiyle hareket ettiğini şu medyada
bilmeyen bir kişi bile yoktur.
Odatv'de herkes aleyhine yalan ve
iftira çıkar ama bu iki isme dokunulamaz. Mesela Eyüp Can’ın
lokantasına kadar adresini yazarlar ama Can’a destek ziyaretine
giden Özkök’e dokunamazlar. Dolayısıyla size saldırılıyorsa da
sebebi içeridendir.
İşin özü bugün tüm bu adı geçen
isimlerin hepsini toplasan bir güçleri yok. Ne muhalefet ne iktidar
nezdinde bu gazetecilerin itibarları yok. CEO da bunu görmeli. Güç,
milletin gücüdür. Millet de kararını vermiştir. Eski Türkiye’nin
tüm kalıntıları anaakım medya ortamından
temizlenecektir.