Koskoca devlet bir gazeteden korkuyor!
Kürt meselesini PKK’yı yenerek çözümleyeceğini sanırsan her şeyden, herkesten korkarsın, o korkuyla gider Uludere’de 34 köylüyü öldürür, gelir burada gazete kapatırsın.
İşte o çarpıcı yazıdan çarpıcı bir bölüm:
"Türk hükümetinin emrinde nereden baksan otuza yakın gazete, bilmem kaç televizyon var, ağzı laf yapan yüzlerce konuşmacı bazen AKP hattından, bazen CHP hattından Kürtlere yükleniyor.
Zaten mesele Kürt meselesi olunca AKP’si, CHP’si, MHP’si tek
sıra halinde diziliveriyorlar. Bunca adam, bunca parti, bunca
gazete, bunca televizyon, bir Kürt gazetesinin söylediğine cevap
verecek gücü bulamıyor. “Tartışalım” diyemiyorlar
da “Kürtlerin gazetesi sussun” diyorlar.
Çaresizlik budur işte.
TÜRK GAZETELERİ ÇOK MU
İYİ!
Hiç bana “şiddetten”,
“PKK’dan” söz etmeyin, eğer Kürt gazetesine
“şiddet yanlısı” diyorsanız açın da Türk
gazetelerine bakın, orduya methiyeler düzüyorlar, onlarca insanın
öldüğü operasyonları büyük kahramanlık menkıbeleri olarak
anlatıyorlar, şiddeti, savaşı alkışlıyorlar. Türk gazetelerinin bu
yayınları “şiddet düşkünlüğü” değil mi? Siz hiç
“şiddeti övdüğü” için kapatılan Türk gazetesi
gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü bizde Türk’ün şiddetini övmek
serbesttir. Kürt olursan, değil şiddeti övmek, Türk gazetelerinin
bu şiddet düşkünlüğünü eleştirsen bile “tehlikeli”
sınıfına girersin. Çünkü Türk demek “devlet”
demektir.
(...) KÜRT GAZETESİNDEN
KORKUYOR
Çünkü onların haklarını inkâr ettiğini biliyorsun, Avrupa Birliği’nin kabul ettiği ölçülerden hiç birini kabul etmediğini, o ölçüleri Kürt halkı için geçerli saymadığını biliyorsun.
Haksızlık, insanı zorba ve korkak yapar.
Yasakçı yapar.
Çaresiz yapar.