Köşesini aldığı Coşkun'a destek verdi!

Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil, bir zamanlar o köşede yazan Bekir Coşkun'a destek verdi.

GAZETECİLER.COM - Hürriyet yazar ı Yılmaz Özdil, Bekir Coşkun Habertürk'ten kovulduğunda "yazmayın" uyarısına rağmen köşesinin eski sahibi için kaleme almış ve o yazı yayınlanmayınca gazete yönetimine de rest çekmişti.

Özdil, o zaman gazeteyi cezveye, Bekir Coşkun'u da kahveye benzetmiş ve
şöyle yazmıştı:

Türk kahvesidir Bekir Coşkun.
Sabah güne başlarken, ya da, akşam günün yorgunluğunu atarken yudumlamanız ondan.
Hazmetmenizi sağlar memleketi.
Zihin açar.
Onsuz basın, püreleşmiş patatesler, kalbi taşlaşmış yumurtalar, telvesi
donmuş boş fincanlardan ibarettir.


KÖŞESİNDEN DESTEK VERDİ

Bu yazıyı hatırlamamızın sebebi, bugün Başbakan Erdoğan'ın "kaleminden pislik akıyor" dediği Bekir Coşkun'a bir destek de bir zamanlar yazdığı köşenin yeni sahibinden geldi.

Bugüne dek Türk Silahlı Kuvvetleri için yazılanları listeleyen Özdil, ardından "Türk basınının onuru, değerli büyüğüm Bekir Coşkun’dan rahatsız oldu paşa. Tahrik oldu." diye yazdı. İşte Özdil'in o yazısı:

"Ahlaksız
Vatan haini
Kalleş
Tecavüzcü
Salak
Pespaye
Kepaze

*

Tiksiniyorum.

*

İğrenç, katil, cani, suç şebekesi, ahmak, kafatasçı, namussuz, millet düşmanı, vicdansız, zalim, lekeli, utanmaz, ikiyüzlü, onursuz, çürümüş, sefil, palavracı, köle tüccarı, çarpık, yamuk, sakat, kanunsuz, zihinleri travmatik, lanetli, haddini bilmez, terbiyesiz, din sömürücüsü, beyinsiz, korkak, yüreksiz, kendilerini padişah sanıyorlar, mezhep kışkırtıcısı, iftiracı, komik, kaypak, kirli dolaplar çeviren kafa, pişkin, suratsız, suçlu, bunlar orada oturduğu sürece rahat uyuyamayız, sahtekar, mafya, çete, kirli tertip, şaşı, kör, bombadan tehlikeli, gırtlağına kadar çamura batmış tipler,
iyi ki bunlarla savaşa girmemişiz.

*

Dinsiz.

*

Kalender Orduevi’nin bahçesinde yemek yiyenleri izledim. Çok tuhaftı. Hepsinin yüzünde sert, snob, hizaya sokmaya hazır ifade vardı. Kaş kavisleri, dudak çizgileri, hep o üstten, ayrıcalıklı, kıymeti, kudreti, kerameti kendinden menkul hali vurguluyordu. Sanki vazife başındaydılar, hazıroldaydılar. Hemen diplerinden denize atlayan gençlerden de, kaldırımda sevgilisiyle el ele yürüyen pardösülü kızdan da tiksiniyorlardı herhalde... Olsa bir sopa ellerinde, hepsini nasıl da hizaya sokarlardı. O ifadeler, masum değil. Orduevi misafirleri, akrabası bulunanlar bile yukarda görüyor kendini bizden ha? Vay be!

*

Utanılan meslek.

*

Türkiye bağırsaklarını temizliyor, Onuncu Yıl Marşı’ndan nefret ediyorum, Patagonya ordusunun zavallı generalleri, Yunan ordusu gibi, Sırp katillerinden farksız, Allah’ın evini bombalayacaklar, millete ateş açacaklar, lağvedilsin, muz cumhuriyeti paşası.

*

Yazdılar...
Paşa rahatsız olmadı.

*

Türk basınının onuru, değerli büyüğüm Bekir Coşkun’dan rahatsız oldu paşa.
Tahrik oldu.