Köşe yazarları Dink kararı için ne yazdı?
Köşe yazarları, Hrant Dink davasında 5 yıl sonra çıkan kararı nasıl değerlendirdi?
Ezgi Başaran - Radikal
Hrant
Dink'in ölümünü birkaç 'çocuğun' üstüne yıkıp sıyrılmak, bu ülkenin
karanlık güçleriyle nasıl hesaplaşmaktır diye 5 yıldır sormaktayız.
Duruşmalar bitse de, illa kapatılsa da davalar, her Allah'ın günü
avaz avaz sormak boynumuzun borcudur.
Ahmet Altan - Taraf
Nasıl bir trajik kaderdir ki Denktaş’ın ve zihniyetinin yeniden
diriltildiği gün Hrant Dink de yeniden öldürüldü.
Dink’in davasına bakan mahkeme, cinayette bir “örgüt izine”
rastlamadı, onu iki genç çocuğun kendi başlarına öldürdüklerine
karar verdi.
(...) AKP, kendi iktidarında öldürülen Dink’in cinayetini
aydınlatmak için kılını kıpırdatmadı, delillerin toplanabilmesi
için devlet örgütlerini harekete geçirmedi.
Cinayetin üstünün örtülmesinde işbirliği yaptı. Sonunda cinayet
davası iki “suçluyla” kapatıldı. Rakel Dink, mahkemenin kapısında
yaşlı gözleriyle kaldı. Kocasının bir kere daha öldürüldüğüne
tanıklık etti.
Denktaş’ı diriltenler Hrant’ı öldürdüler.
Hilal Kaplan - YeniŞafak
Başbakan Erdoğan tarafından 2007 yılında Başbakanlık
Teftiş Kurulu devreye sokularak cinayetle ilgili soruşturma
başlatıldı ama ne hikmetse aynı hükümetin İçişleri Bakanlığı
suçlananları aklamak için rapor hazırlayıp, soruşturmaya gerek
olmadığına hükmetti. Mesela Başbakanlık müfettişleri raporlarında,
dava sanıklarından Coşkun İğci'nin Yasin Hayal ve arkadaşlarının
Hrant Dink'e yönelik bir suikast planı içinde olduğunu Jandarma'ya
bildirdiğini belirtmelerine rağmen, İğci'nin "kayıt dışı"
çalıştırılmasını gerekçe gösterip Jandarma'nın bunu dikkate
almamasını meşrulaştırdı...
Ruşen Çakır - Vatan
Kılık kıyafetlerine, okudukları kitaba, dinledikleri müziğe,
gittikleri yerlere bakıp gencecik çocukları “terör örgütü üyesi”
olmakla suçlayan, yıllarca tutuklu yargılayan ve çoğunu da ağır
cezalara çarptırıp hayatlarını karartan hukuk sistemimiz nedense
Hrant Dink’in katledilmesinin ardında herhangi bir örgüt bulmadı.
İşin acısı, bu acı karar Hrant kardeşimizin katlinin 5.
yıldönümünden iki gün önce çıktı. Sahiden bir örgüt aradılar mı?
Sanmıyorum. Arasalardı bulurlar mıydı? Sanmıyorum. Bulsalardı
üzerine giderler miydi? Yine sanmıyorum.
Oral Çalışlar - Radikal
AKP, kendi varlığına yönelik bir tehdit olarak değerlendirdiği darbecilerin üzerine yürürken gösterdiği kararlılığı Dink suikastında göstermediği gibi, cineyatte ihmali, kışkırtması, koruması olduğu ortaya çıkan bürokratlara karşı korumacı bir tutum sergiledi.
Hrant Dink cinayetinin kamuoyu açısından artık önemli bir ölçüde aydınlandığını söyleyebiliriz. Cinayetin arka planındaki 'ana aktörler' konusunda az çok bir fikir birliği var.
Mehveş Evin - Milliyet
Bir kez daha, sonunu ezbere bildiğimiz bir filmi
seyrettik. Bu filmin aktörlerini, kurgusunu, yönetmenini biliyoruz.
Bile bile seyrediyoruz. Seyrederken bazen yuh çekiyor, bazen isyan
ediyoruz.
Arap
dünyasına ‘model’ olarak sunulan, hukuk devleti olma iddiasında ve
demokratikleştiğini söyleyen bir ülkenin vatandaşlarıyız. Bize
söylenen bunlar, ama gerçekte hiçbir şeyin değişmediğini gayet iyi
biliyoruz.
Biliyoruz
ki eğer bir şeyler değişmiş olsaydı, Dink davası bu şekilde
sonlandırılmazdı. Ortaya serilen deliller, böylesine kör gözün
parmağına yok sayılmazdı. Zaten hiçbir şeyin değişmesi istenmiyor,
belki anlamadığımız bu. İktidar el değiştiriyor, semboller
değişiyor, moda deyimiyle “konsept” değişiyor.
Ali Bayramoğlu -
YeniŞafak
Hrant Dink cinayeti, iki 'devlet geleneği'nin kesişme
noktasında durmaktadır: Siyasi cinayetler ve Ermeni
düşmanlığı.
Hakikati
ortaya çıkaracak bir yargılama için bu iki devlet geleneğiyle
yüzleşmek kaçınılmazdır. Çünkü cinayetin nedeni ve oluş biçimi
ancak bu sayede anlaşılabilir. Devlet'in siyasi cinayet geleneğiyle
yüzleşmeden 'suç örgütü'nün yöntemlerini ve eylemin örgütlenme
biçimini anlamak mümkün olmayacağı gibi; kadim Ermeni düşmanlığıyla
yüzleşmeden de 'suç örgütü'nün bu eylemi gerçekleştirmesinin,
üstelik gözler önünde, göstere göstere gerçekleştirebilmesinin en
önemli nedeni de anlaşılamayacaktır..."
Yasemin Çongar - Taraf
Şimdi, beş yıl sonra, savcısının “Bu cinayeti simit
satan çocukların tek başlarına işlemediği bellidir. Ergenekon örgütünün Trabzon ayağının işlediği bir
cinayettir bu” dediği; mağdur avukatlarının “Bu cinayet Ergenekon’u
da aşan devâsâ bir örgütün işi” diye tarif ettiği; delillerinin
bizzat devlet tarafından imha ve gözardı edilmesiyle tıkanıp
kaldığı bilinen bu dava sözümona bittiğinde, bitirilmek
istendiğinde, bu kez, “Bilmedikleri bir şey var” diye mealini
buluyor aynı çığlık: “Biz bitti demeden, bu dava
bitmeyecek!”
Abdülkadir Selvi - YeniŞafak
Dink
cinayeti, herkesin işleneceğini bildiği ama kimsenin önlem almadığı
bir, "Kırmızı Pazartesi" cinayetini andırıyor.
Devlet
içerisindeki bir mekanizma delilleri gizliyor, yok ediyor. Daha
birkaç gün önce olay yerinde 5 kişinin konuştuğu ortaya çıktı. Aynı
şekilde Samast cinayet mahalline gönderildikten sonra gözcülük
yapan birilerinin varlığı tespit edildi.