Köşe yazarına ödemekten muhabire para kalmadı!
Milliyet'in ekonomi yazarı Metin Münir, köşe yazarlığı tartışmasına can alıcı bir noktadan dahil oluyor...
Bir ülkedeki muhabirlerin sayısı köşe yazarlarından en az üç dört kat fazlaysa, buna rağmen aldıkları toplam ücret köşe yazarlarının toplam ücretinin en fazla üçte biriyse o ülkedeki gazeteciliğin durumu ne olur? Milliyet'in ekonomi yazarı Metin Münir, köşe yazarlığı tartışmasına can alıcı bir noktadan dahil oluyor...
Köşe yazarı cenneti, muhabir cehennemi
Türkiye’de gazetelerde köşe yazarı egemenliği var. Bize has bir
olgudur bu. Bütün ülkelerde bütün gazetelerde köşe yazarı var. Ama
hiçbir ülkenin hiçbir gazetesinde bizdeki kadar çok köşe yazarı
yoktur. Ama sorun köşe yazarlarının sayısında değil başka bir
yerdedir.
Ortalama bir gazetede köşe yazarlarının aldığı toplam maaş
muhabirlerin aldığı toplam maaşın en az üç dört misli fazladır.
Ortalama bir gazetede muhabir sayısı köşe yazarı sayısının en az üç
dört misli olduğuna göre muhabirlerin ne kadar az para aldığını
tahmin edebilirsiniz.
Bir köşe yazarının bir günde kazandığı parayı bir ayda kazanan
muhabirler var.
Oysa bir gazetenin ne kadar kaliteli olduğunu tayin eden, köşe
yazarlarının değil, muhabirlerin kalibresidir.
Bizde gazeteler yorumda kalın, haberde incedir.
Batı’da en yüksek maaşı en ünlü muhabirler alır. Bizde ünlü muhabir
diye bir yaratık yoktur. Olsa, parasızlıktan bitap düşecek veya
Kızılderililiği bırakıp şef, yani köşe yazarı olacaktı.
Haberi mutfağa muhabir
taşıdı
Ne yazık ki gazetelerin köşe yazarlarına ödemekten muhabirlere
verecek parası kalmıyor. Bu nedenle en iyi üniversitelerden mezun
olan gençleri medyaya çekmek, uzman gazeteci yetiştirmek, kaliteli
muhabirlere hak ettiklerini vermek mümkün olmuyor.
Köşe yazarı/muhabir dengesizliği yüzünden gazetelerimiz generalleri
şişman ve meşhur, astsubayları ve erleri sıska ve mecalsiz orduya
benziyor. Böyle bir orduyla savaş kazanılmaz.
Köşe yazarları genellikle kendilerini bir gazetenin en önemli
unsuru sanırlar ama bir gazetenin en önemli unsuru yorum değil
haberdir, haberi getiren ise muhabirdir. En önemli haberleri
yıllarca mutfağa muhabirler taşıdı.
Köşe yazarı gazetenin tirajında değil prestijinde etkilidir. Bir
köşe yazarı bir gazeteyi bırakıp bir başka gazeteye gittiğinde ne
bıraktığı gazetenin tirajı kalıcı bir biçimde düşmekte, ne gittiği
gazetenin tirajı kalıcı bir şekilde artmakta. (Gücünün zirvesindeki
Çetin Altan bu kuralın belki tek istisnasıdır.)
Genel yayın yönetmenlerinin hemen hemen her gün köşe yazısı yazdığı
tek ülke de biziz. Başka ülkelerde böyle bir âdet yoktur çünkü
oralarda genel yayın yönetmenlerinin köşe yazısı yazmaya vakti
yoktur.
Medyamızın çağı yakalamak için yeniden yapılanması, Batı’nın en iyi
gazetecilik standartlarını benimsemesi gerekir. Ama bunun
gerçekleşme şansı azdır çünkü Türkiye’deki medya en az reformist,
hatta en tutucu sektördür.
Yıllardır gazete patronları değişiyor. Gazetecilik aynı
kalıyor.