Koru Doğan Grubu'nun geleceğini çizmiş!

Fehmi Koru bugün yine Doğan Grubu ve Aydın Doğan sularında yüzmüş. Koru'ya göre grup küçülecek ama zayıflamayacak!

GAZETECİLER.COM

Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru bugün Taha Kıvanç şapkasıyla yazdığı köşede yine Doğan Grubu ve Aydın Doğan sularında yüzmüş. Koru öncelikle medyanın gazeteler nezlinde yaşadığı kısırlaşmayı Artık sabahları 5'den fazla gazate okumak istemediğini yazmış. Sonrasında ise esas konuya gelmiş Koru. Yani vazgeçilmez aşkı Doğan Grubu!

Bir okur olarak dert döküyorum

(...)

"İnternet sitelerinde “Aydın Doğan beş gazetesini Alman Axel Springel Grubu'na satıyor” haberlerini okuyan bana koştu, “Doğru olabilir mi” diye... Hatta birileri “Gazetelerini Almanlara sat” aklını iktidarın verdiğini de iddia etti. Bir kere, böyle bir akıl verilmiş değil... İkinci olarak da, Alman sermayesi kendisini zor durumdan kurtarmaya gönüllü olsa bile, Aydın Bey'in ilk tercihinin Almanlar olacağını sanmam...

İki yıl kadar önce burada seslendirdiğim “Milli Piyango ihalesine Alman firmasıyla girer” tahminime, Aydın Doğan, “Yanılıyorsun” mesajını göndermiş, gerçekten de ortak olarak Alman şirketini değil İtalyan'ı tercih etmişti.

Bu defa, iş varolanları elden çıkartıp küçülmeye kadar varacaksa, bu durumdan da güçlenerek çıkmaya bakacaktır Aydın Bey... Küçülmek her zaman zayıflamak değildir çünkü...

Zor bir dönemden geçiyor Türk medyası gerçekten... Bir büyük grubun devletle sorunları olması diğerlerinin atağa kalkmasını getirirdi eskiden; birinin küçülmesi ötekinin büyümesine yarardı. “Medyadan kimler geldi, kimler geçti?” denilince akla gelen patron isimleri çok; ancak onların çıkardığı ve bugün artık çıkmayan gazetelerin pazar payları süreç içerisinde başkaları tarafından paylaşıldı.

Şimdi olan şu: Bir grup inişte, ama çıkışta olan hiçbir grup veya gazete yok...

Eskiden olsa bugün 'küçük' sayılan gazeteler böyle bir ortamda büyüme trendine girer, ikinci konumda olan birincinin yerini almasına yarayacak hamleler yapardı. Şimdi bakıyorum da, küçük parmağını oynatsa gazetelerini atağa kaldırabilecek patronlar ve gruplar gelişmeleri seyretmeyle yetiniyorlar. “Promosyonsa promosyon, yeni kadroysa kimi isterseniz, yazar takviyesi mi, hay hay...” demesi beklenen patronların kılı kıpırdamıyor.

(...)