Koronaya karşı TT-D formülü
Cumhurbaşkanlığı Gıda ve Sağlık Politikaları Kurul Üyesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar'ın koronavirüs formülünün 2 T, 1 D yani temizlik, temassızlık ve dua olduğunu söyleyen Sabah yazarı Şebnem Bursalı, Türkiye'nin aldığı önlemlerin çok kıymetli olduğuna dikkat çekti.
Çin'de başlayıp dalga dalga yayılan küresel salgının Türkiye'ye bu kadar geç gelmesinin alınan önlemlerle başarıldığını söyleyen Şebnem Bursalı, "Gerisi de bize kalıyor elbette. Başta da söylediğim gibi; özellikle risk grubunda bulunanların dışarıya çıkmaması, mümkün olduğunca hepimizin evde kalması, insanlarla temas edilmemesi ve sürekli ellerin özellikle temiz tutulması, dezenfekte edilmesi çok ama çok önemli." dedi.
Herkesin canla başla bizler için iş başında olduğunu söyleyen
Bursalı, "Herkes de üzerine düşeni yaparsa, Allah'ın da
izniyle bu zorlukları aşacağız..." diyerek yazısını
noktaladı.
Koronaya karşı TT-D formülü
Başlıktaki formülün isim babası Cumhurbaşkanlığı Gıda ve Sağlık
Politikaları Kurul Üyesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar. Cumhurbaşkanı
Erdoğan başkanlığında çarşamba günü kabine üyeleri, iş dünyası
temsilcileri ve ilgili sektör yöneticileri ile yapılan Eşgüdüm
Toplantısı sonrasında görüştüğümüz Ünüvar, toplantının son derece
verimli geçtiğini söyleyip gereken tüm tedbir ve önlemleri,
devletin tüm birimlerinin aldığını ancak asıl görevin bizlere
düştüğünü hatırlattı. Kendisi de doktor olan Necdet Ünüvar'ın
formülü 2 T, 1 D. Yani temizlik ve temassızlık (mümkün olduğunca
evden çıkmayarak en az insanla temas etmek) ve elbette dua.
Salgının ilk evrelerinden itibaren Çin, sınırlarını kapatsa ve dış
dünyadan izole olsaydı bu kadar yayılma elbette olmayacaktı. İtalya
ve Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkeleri de "geliyorum" diyen
salgını ciddiye almadı, tedbir almakta gecikti. Almanya Şansölyesi
Merkel yaşananları; İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana karşı karşıya
oldukları en büyük kriz olarak nitelendirdi. Rusya, prefabrik sahra
hastaneleri inşa ediyor, ABD'de 2 hastane gemisini New York'a yola
çıktı. Peki bizde durum ne?
"Sorun küresel, mücadele ulusal" diyerek son derece anlamlı bir
başlıkta 83 milyon Türk milletini bir anlamda seferberliğe davet
ediyor aslında hükümet. Aralık başından bu yana Çin'de başlayıp
dalga dalga tüm dünyaya yayılan küresel salgının Türkiye'ye bu
kadar geç gelmesi, alınan önlemlerle başarıldı. Ve salgının diğer
ülkelerdeki gelişimi bize aslında ne yapmamız ve ne yapmamamız
gerektiğiyle ilgili yol gösteriyor. Tüm dünyanın tecrübe ettiği
hastalık seyri ve mücadele yollarını biz bir buçuk, iki ay
izleyerek gözlemledik, en başından itibaren salgını ciddiye aldık,
devlet olarak önlemler alındı ve alınmaya devam ediyor. Dünya ile
birlikte tecrübe ediyoruz ama aslında onlardan görerek zaman
kazandığımız için, umarım etkisi bizde çok daha az olacak. Sınır
kapılarını zamanında kapatmamız, salgın olan ülkelerden uçuş
yasağını gecikmeden yapmamız, esnek çalışma, idari izin, okulların
tatil edilmesi ve devamında alınan önlemler çok kıymetli. Gerisi de
bize kalıyor elbette. Başta da söylediğim gibi; özellikle risk
grubunda bulunanların dışarıya çıkmaması, mümkün olduğunca
hepimizin evde kalması, insanlarla temas edilmemesi ve sürekli
ellerin özellikle temiz tutulması, dezenfekte edilmesi çok ama çok
önemli.
Başkan Erdoğan'ın önceki gün açıkladığı 100 milyar liralık
"Ekonomik İstikrar Paketi" ve sonrasında Hazine ve Maliye Bakanı
Berat Albayrak'ın verdiği detaylar; bu salgından etkilenen tüm
sektörlere rahat nefes aldırırken, çalışanların işleriyle ilgili
endişe duymamaları ve emeklilere de güvende hissetmeleri adına
sunulanlar, alınan tedbirler, ilk etapta 2 aylık direnme sürecinde
devletin tüm birimleriyle iş başında olduğunu gösteriyor. Bakan
Albayrak zaman içinde eğer ihtiyaç olursa yeni paketler ve yeni
adımların da atılabileceğini söyleyerek bu süreçten en az hasarı
alarak çıkmaya çalışılacağının garantisini verdi. Devlet çalışıyor,
sağlık görevlilerimiz canla başla bizler için iş başında, herkes de
üzerine düşeni yaparsa, Allah'ın da izniyle bu zorlukları
aşacağız...