Koltuğu Özkök'ten kurtarmanın yolu
Ya “Sahi ulan, amiral gemisinin kaptanı artık ben değil miyim? Neden kaptan köşkünde oturmuyorum sanki?” demeye kalkışırsa...
GAZETECİLER.COM
Ahmet Kekeç,
Ertuğrul Özkök’ün hem hakkını
verip hem de haddini bildirenlerden…
Bugün,
“haddini” bildirmiş Özkök’ün…
Konu
şu…
Ertuğrul
Özkök, genel yayın
yönetmenliğinden alındığı halde odasını, yeni genel yayın yönetmeni
Enis Berberoğlu'na teslim etmiyor...
ÖZKÖK'ÜN BOŞALTMADIĞI O ODA
[photos]
ÖZKÖK'ÜN BOŞALTMADIĞI O ODA
[photos]
Berberoğlu da nezaketinden dolayı durumu “sorun” haline
getirmiyor ama duyumlarımıza göre bu yüzden “otorite kaybı”
yaşıyor…
Çünkü, eski
başbakan’ın makam odasını boşaltmayışı, yeni başbakan’ın binada
küçük odalardan irinde çelik masalarda çalışması gibi bir şey
bu…
Belli ki aynı
duyumlar Ahmet Kekeç’in de kulağına gelmiş…
Ve o konuda
yazmış bugün…
Bakın neler
diyor Kekeç…
“Genel yayın yönetmeni” olduğu için kendisine
tahsis edilmişti.
Burada “misafirlerini” ağırlayacak, gerektiğinde
hava atacak, gerektiğinde çalışanlarla “mesafe ayarı”da
kullanacaktı.
Müdürlükten alındı.
Ama
odasını boşaltmadı.
Nezaketen de olsa, “Buyur Enis, amiral gemisinin
kaptan köşkü burasıdır genel yayın yönetmenimiz olarak burada
oturman gerekiyor” demesi gerekirdi. Bunu demedi. Odanın konforunu
sürmeye devam etti.
Şimdi, muhtemeldir ki, korkuyla
yaşıyor.
Korku, gün geçtikçe paniğe
dönüşecek.
Panik
de, yine muhtemeldir ki, kâbusa elverecek.
Çünkü, her an, her saniye göz önünde... Bir
dengesizliğin “remz”i gibi duruyor, sürekli halefiyle “mahiyet
farkı”nı hatırlatıyor ve gün geçtikçe koltuğunda
iğretileşiyor...
Bu
duyguyla baş etmek kolay değil.
Gerçi
Enis mütevazı adamdır; koltuktur, odadır, makamdır, umurunda
olmadığı için, “buyur burada otur” dendiğinde, muhtemelen
“estağfurullah” ayaklarına yatacak, elan oturmakta bulunduğu epeyce
küçük ve mütevazı odaya rıza gösterecektir, ama...
Sen
gel bunu Ertuğrul Özkök’e anlat.
Ya
Enis nezaketi ciddiye alırsa?
Ya
tevazu göstermeyeceği tutarsa?
Ya
“Sahi ulan, amiral gemisinin kaptanı artık ben değil miyim? Neden
kaptan köşkünde oturmuyorum sanki?” demeye
kalkışırsa...
Nerden bakarsan bak, riskli bir nezaket
gösterisi...
En
iyisi, pişkinliğe vurmak...
O da
öyle yapıyor... Pişkinliğe vuruyor...
Hem
odanın konforunu sürüyor, hem de “mış gibi” yapıyor.
Burada
bitmiyor bu yazı…