Kızmakta haklı ama...
Hiçbir çalışmanın yeri çöp sepeti değildir… Hiç sevmediklerimizin… Asla beğenmediklerimizin… Hatta… “İfrit” olduklarımızın bile…
Sevgili dostum Ahmet Kekeç Hürriyet
gazetesi tarafından hazırlanan “En iyi 100 Türk romanı” listesini
görünce heyecanlanmış...
Sevinmiş...
“Arada sırada böyle yararlı işler de yapmak gerekiyor” diyor.
*
Ancak…
Listede aradığı kişileri göremeyince çok kızmış belli ki…
Hürriyet’in listesini çöp sepetine lâyık görüyor…
*
Oysa…
Hiçbir çalışmanın yeri çöp sepeti değildir…
Hiç sevmediklerimizin…
Asla beğenmediklerimizin…
Hatta…
“İfrit” olduklarımızın bile…
HAYRET BİR ŞEY YANİ…
Ahmet Hakan kardeşim bugünkü
yazılarından birinde “Adalet Yürüyüşü” sırasında görmek istediği
bazı eylemleri, duymak istediği bazı söylemleri sıralıyor…
*
Gelin görün ki…
Sorduğu soruların cevaplarını vermesi gerekenin kendisi olduğunu
unutmuş…
*
Sanırsınız Ahmet okuyucu ve TV izleyicisi…
Bizler ise yazar ve ankormanız…
*
Hayret bir şey yani…
KÜÇÜK DE OLSA YANLIŞ DÜZELTİLMELİ…
Fuat Uğur bugünkü Türkiye’de çok önemli olmasa da bir yanlışlık
yapıyor…
O halde düzelteyim…
*
Sam Peckinpah’ın yönettiği Straw Dogs (Samandan Köpekler) isimli
film Türkiye’de “Alçak Köpekler” değil sadece “Köpekler” adıyla
oynadı.
SİZİN İÇİN DEĞİL ONLAR İÇİN
ÖNEMLİ…
Gazetelerde ne okuduğunuz, televizyonlarda ne izlediğiniz tabii ki
önemli…
Ama…
Sizin için değil…
“Onlar” için önemli…
*
Ve o nedenle…
Sizin okumak istedikleriniz verilmez gazetelerde…
Canınızın çektiğini izlemenize imkân tanınmaz…
*
Okuduğunuz haber ve yorumlar…
İzlediğiniz dizi filmler ve tartışma programları haliyle kontrol
altında tutulur.
*
Meselâ…
Ve diyelim ki…
Ülkenizin savaşmasını istemiyorsunuz.
*
Oysa…
Onlar, savaşın mutlaka çıkmasından yanalar.
*
Çok geçmeden çevreniz, okuduklarının ve izlediklerinin etkisiyle,
savaşın ne kadar “elzem” olduğu konusunda nutuk atanlarla
kuşatılır.
*
Hatta…
Onlar gibi düşünmemekte ısrar ederseniz “vatan haini” diye
suçlarlar sizi…
*
Çünkü…
Çevrenizde hemen herkes onlardan biri haline getirilmiştir
artık…
BU
BÖYLEDİR…
Tarih kitaplarımızda bize şunu öğrettiler:
“Birinci Dünya harbinde biz kazandık ama Almanlar yenildiği için
biz de yenik sayıldık…”…
*
Savaşlarda…
Siyaset hayatında…
İş hayatında…
Hâsılı…
İnsan yaşamında bunun böyle olduğunu ise asla söylemediler…
KAÇIŞ
YOK, KAYBEDECEKSİN…
İstediğin kadar “kazanan ben olmalıyım çünkü doğruyu düşünen benim”
de…
İstediğin kadar “haklıyım o halde kazanmalıyım” diye ısrar et…
*
Eğer yanlış yerde duruyorsan…
Yanlış kişi veya kişilerle çıkmışsan yola…
O/nlar kaybederse sen de kaybedeceksin…