'Kızacaksanız okumayın' dedi Başbakan'ı övdü
Ertuğrul Özkök Genel yayın yönetmeni değilim, kafamın içinde bin bir tilkiye volta attırıp cambazlığa da artık ihtiyacım yok.." dedi ve...
Genel yayın yönetmeni değilim... Yani, kafamın içinde bin bir tilkiye volta attırıp, kuyruklarını birbirine değdirtmeme cambazlığına da artık ihtiyacım yok... diyen Özkök, "her gün Tayyip'e bindirmek bizim mahallede prim yapar" yazdı ve Başbakan Erdoğan için bugüne kadar yapılan en çarpıcı yorumu yaptı: Dev bir siyasetçi o...
İşte Özkök'ün peşin peşin "kızacaksanız okumayın" dediği Başbakan'a övgü dolu satırları:
Ey benim mahallemin insanı...
Biliyorum bu sözlerim birçoğunuzu
sinirlendirecek.
Ne dönekliğim, ne de yalakalığım kalacak...
Bu cümlenin altında ne niyetler okuyacak, ne acayip komplo
teorileri üreteceksiniz.
Geldiğim yaş, mesleki tecrübelerim, yaşadıklarım,
gördüklerim, maddi imkânlarım, bana aklınızın alamayacağı bir
özgürlük verdi.
Sadece bir köşe yazarıyım...
Yazdıklarımın hoşunuza gitmesi, beni alkışlamanız çok güzel bir
duygu. Siz kızsanız da ben kızmam, kızamam.
Genel yayın yönetmeni değilim...
Yani, kafamın içinde bin bir tilkiye volta attırıp,
kuyruklarını birbirine değdirtmeme cambazlığına da artık ihtiyacım
yok...
* * *
Benim mahallemde, her gün “Tayyip”e bindirmek iyi prim
yapar.
Okunma, “Facebook Like”ı, “Twitter” garantidir...
Şahsi lügatimde ise sadece “Başbakan Tayyip Erdoğan”
yazıyor.
Öyle bakınca da, Türk siyasi hayatının çok büyük bir figürünü
görüyorum.
Kızdığım kadar hayranlık duyduğum, küstüğüm kadar barıştığım,
unutmaya çalıştığım kadar hatırladığım...
Dev bir siyasetçi o...
Elimi kalbime koyup soruyorum...
Bugüne kadar hangi lider, partisinin tüzüğüne “Üç dönem üst üste
kâfidir” damgasını vurdu...
Vurdu ve zirvedeyken, en tepedeyken, yani başarı hanesi silme
doluyken...
Hem de kimsenin bunu yapacağına ihtimal vermezken,
beklemezken...
Bunu uygulayacağını ilan etti...
O, mahallesiyle, mahallesi onunla ne kadar övünse hakkıdır...
Çünkü bunu yapmak için Kasımpaşalı bir yürek
gerek...
Sayın Başbakan kızacaksan okuma
DİYECEKSİNİZ ki:
Bu kantardan ne bilanço çıkardın?
Şuramda, Kasımpaşalı değil, ama Kahramanlar Mahallesi’nden bir
yürek çarpıyor...
Ben bu kantardan, büyük harflerle yazılmış büyük bir
“HAYRANLIK” bilançosu çıkardım.
Hem de öyle gizli falan değil, açık bir
hayranlık...
Amaaa...
Bilançomun bir ikinci kalemi daha var...
O da aynı büyük harflerle, aynı büyüklükte bir “HAYAL
KIRIKLIĞI”...
O yüzden, hâlâ Kahramanlar Mahallesi’nde çarpan bir
yürekle, hâlâ Kasımpaşa’da çarpan bir yüreğe seslenmek
istiyorum.
En harbi, en kalbi duygularımla soruyorum:
* * *
- GEREKLİ MİDİR: Yapılan her güzel şeye, atılan her dev
adıma bir rövanş havası vermek, bir mat etmek, gerekli
midir?
- GEREKLİ MİDİR: Bunca insanı derme çatma iddianamelerle, enkaza
dönmüş güya delillerle içerde tutmak, hayatlarını karartmak...
- GEREKLİ MİDİR: En küçük, en masum, en haklı itirazı bile
o ağza tıkmak, işaret parmağını sallamak, sindirmeye, susturmaya
çalışmak...
- GEREKLİ MİDİR: Sadece Türkiye’nin bir bölümüne kol kanat gerip,
ülkenin öz evladı muamelesi yapmak, geri kalanına ise öteki
mahallenin kötü çocuğu gözüyle bakmak...
- GEREKLİ MİDİR: Her gün asabi konuşmalarla, öfke dolu bir
belagatle ülkeyi zembereğe çevirmek...
Hele hele, vesayetten kurtulmuş bir demokrasinin tadını daha henüz
çıkarmaya başlamışken, onu totaliter bir izdihamın içinde harcayıp
gitmek...
Gerekli midir...
* * *
Türkiye Cumhuriyeti’nin, ona oy vermemiş bir vatandaşı olarak
hissiyatım şudur:
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın müthiş karizmasının bunların hiçbirine
ihtiyacı yoktur.