Kız sen MERTİSTAN’ın neresindensin?...
Geleceğin Evita’sı… Birkaç yıl sonra ne TMSF bırakır bu kız…Ne Ahmet Ertürk!...
GAZETECİLER.COM -
Ayşe Arman iyi
gazeteci...
Kabul ama bir de şu "Beyaz
Türk Gazeteciliği" merakı almasa...
Ne de olsa koccaa
Mardinîlerin gelini ya?..
Kendi verdi mi;
gönlünü…
“Aşk” oluyor…
Nazlıcan, “tutuldu”
mu, “Köle”…
Şu soruya bakar mısınız Allah
aşkına?..
“Siz 71 yaşında bir adama
satıldınız mı?”
Sevgili Ayşe…
Tamam: İyi gazetecisin…
Tamam: Akla gelmedik
sorular soruyorsun ama…
Bu kadar da olmaz
ki?..
Hem “çocuk
O daha" diyeceksin karşındaki genç
hanımefendiye…
Hem de kalkıp, senin yaşında bir
kadına bile sorulmayacak… sorulamayacak… sorulmaması gereken bir
soru soracaksın…
Ve haliyla…
Kendi ağzına
şeyttireceksin...
Payını verdireceksin
yani…
Cevaba bakın
Nazlıcan’da sevgili okur:
“Ne münasebet! O nasıl laf öyle.
Tabii ki hayır. Benim satılmaya ihtiyacım yok. Bu çok büyük bir
hakaret...”
Biz de soralım o
zaman Nazlıcan Gelin'e:
Güzel aklın bahar; yoksa kıştan
mı?..
Şehitler diyarı, Sarıkamıştan
mı?..
Cesaretin pars, yoksa Kars’tan
mı?..
Kız sen “MERTİSTAN” ın
neresindensin?..
Yaşa be Nazlıcan
gelin…
Aklın yaşta değil başta olduğunu
ne de güzel öğretiyorsun kimi KOKONAlara (lütfen dikkat!.. İKONA
değil; KOKONA)…
Sen Nazlıcan falan değil resmen ve
tescillen, Cesurkan’sın…
Ve bakın daha neler söylüyor
Nazlıcan Gelin, Ayşe Arman’a:
Yani kendi rızanızla
evlendiniz?
Elbette. Bakın, benim aklım,
fikrim var. Ne yaptığımın, ne ettiğimin gayet iyi farkındayım. Ben
mutluyum. İstediğim bir şeyi yapmışım ve bunun arkasında duruyorum.
Sadece insanların neyin çabasında olduğunu anlamıyorum. Ben Halis
Bey’e kendi isteğimle geldim. Onunla da ben yaşıyorum, size ne
oluyor?
Ama insan şöyle düşünüyor, 17
yaşında bir kız...
Bir kere baştan anlaşalım, 17
değil 18’im.
17 buçuk desek? Daha 11 ay
var...
Hayır 18’im!
Peki 18 yaşındaki bir kız, 71
yaşındaki bir adamla nasıl evlenir? Biraz tuhaf değil
mi?
Sonuçta gördük, demek ki
evlenebiliyormuş! Yaş benim için fark etmiyor. Ben mutlu olayım,
huzurlu olayım o bana yetiyor. Bunun hastabakıcılıkla filan da
alakası yok. İhtiyacı olursa ona bakarım ayrı, ama o da bana bakar.
Şimdilik böyle bir durum yok.
Sizin yaşınızdaki birinin okuldan,
mahalleden ne bileyim aşık olduğu, sokaklarda özgürce el ele
yürüyebileceği biriyle birlikte olması gerekmez mi?
Ben bu insanı yeterince seviyorum.
O saydığınız şeyleri yapmaya da gerek duymuyorum. Sokaklarda el ele
yürümesek de olur.
Farkında mısınız bilmiyorum
aslında sizi korumaya çalışıyor insanlar...
Zahmet etmesinler, gerek
yok!
Bu muhteşem cevaptan sonra biz de
diyoruz ki:
Fincanı taştan
oyarlar,
Ayşe’ye böyle(!...) cevap
koyarlar…
Ya şu cevaptaki asalete ne
dersiniz?..
"Onunla da ben yaşıyorum, size ne
oluyor?”
"Sahi yaaaa!..
Sizlere ne oluyor?..
Cesurkan-Arman Savaşı'na
dönelim...
Pardon, söyleşisine...
Dedesi yaşında biriyle nasıl
birlikte olabilir, nasıl onun karısı olabilir diye
dertleniyorlar...
Ne onların ne sizin dertlenmenize
gerek var! Benim bilinçli tercihim bu. Kurban filan da değilim.
Benim kafamdaki soru şu: Bu medya, ne yapmaya çalışıyor? Her gün
bizimle ilgili bir şeyler yazılıp çiziliyor, beni kararımdan
vazgeçireceklerini filan mı zannediyorlar? Siz konuştukça, yazdıkça
benim eşime karşı hevesim artıyor bilesiniz!
Siz mutluysanız kime ne de, akıl
var mantık var! Yine de arada abartılı bir yaş farkı yok
mu...
Olabilir.
Düşünsenize, siz doğmamıştınız
eşiniz 54 yaşındaydı!
Olabilir ama bu sizi
ilgilendirmez! Eşimle benim aramda bir mesele. Daha fazla konuşmak
istemiyorum. Söyleyeceğimi söyledim.
Ama bir dakika...
Gitmeyin...
Yok teşekkür ederim, bu
kadar.
Alo
alo... Halis Bey?
Alo... Buradayım... Telefonu bana
verdi, gitti...
Geri gelmesini söyleyin. Daha
sormak istediğim bir sürü şey var...
Sen dalga mı geçiyorsun! Nasıl
geri getireyim onu ben? O çok inatçı ve dediğim dedik. Zaten
sabahtan beri bu röportaj yüzünden kızıyor bana. Nazlımla 2 saattir
kavga ediyoruz. Şimdi kolaysa gönlünü al. Hadi güle güle, hadi
selametle...
Müthiş bir kızmış bu Nazlıcan
yaaa…
Muhteşem…
Şuraya bakın nasıl da veriyor Ayşe
Arman’ın ağzının payını:
“Benim kafamdaki soru şu: Bu
medya, ne yapmaya çalışıyor? Her gün bizimle ilgili bir şeyler
yazılıp çiziliyor, beni kararımdan vazgeçireceklerini filan mı
zannediyorlar? Siz konuştukça, yazdıkça benim eşime karşı hevesim
artıyor bilesiniz!”
Halis Ağaaaa!...
Tebrikler… Tebrikler!....
tebrikler!...
Bırak kızların ne yaparlarsa
yapsınlar…
İsterlerse senin için “Aklı
başında yok” diye rapor bile aldırsınlar…
Öyle bir kız kapmışsın ki
Ağa...
Geleceğin Evita’sı…
Birkaç yıl sonra ne TMSF bırakır
bu kız…
Ne Ahmet Ertürk!...
“Demiştiler” dersin…
Ve sevili okur…