Kırmızı halı kadınlarını yerden yere vurdu
Altın Portakal Film Festivali kırmızı halı geçişiyle de gündeme oturdu. Sabah gazetesi yazarı Ayşe Özyılmazel kırmızı halıda yürüyen kadın oyuncuların kıyafetlerini yerden yere vurdu.
Her sene filmleriyle, ödülleriyle gündeme gelen Altın Portakal Film Festivali kırmızı halı geçişiyle de en az filmleri kadar konuşulur. Bu sene kırmızı halıdan geçen kadın oyuncular Sabah yazarına göre sınıfta kaldı.
Ayşe Özyılmazel, oyuncuların kıyafetlerini değerlendirdiği yazısında "Antalya Film Festivali, ülkemizin en önemli film festivaliyken, oyuncularımızın kırmızı halıya layık gördükleri kıyafetler bunlar mı yani?" diye sordu.
Ayşe Özyılmazel'in bu "özensizliği", "saygısızlık" olarak nitelendirdiği yazısı şöyle:
Deniz Çakır: Arkadaşının nişanına gider gibi ya da bir kokteyle diyelim...
Beste Bereket: Pek şirin ancak tütü eteğiyle
lise mezuniyetinde misali.
Pelin Karahan: O bordo süet çizmeler ve yeşil
kadife uzun kollu elbisenin üzerine konuşmak bile istemiyorum.
Güzelim kız, 'Kendimi nasıl felaket
gösterebilirim?' diye düşünmüş herhalde.
Audrey Tautou: Yoldan geçerken, 'Hadi 10 dakika uğrayayım da
gönülleri olsun' demiş gibi.
Nesrin Cavadzade: Konuya, en kafa patlatmış isim o
herhalde. Ancak elbisesinin şeffaf olması dışında hiçbir özelliği
ve güzelliği yok, demode.
Bütün bu ünlü kadınlarımız nerede?
53. Uluslararası Antalya Film Festivali'nin açılış töreninde...
Hadi gidin Cannes'a böyle, hadi gidin Akademi Ödülleri'ne,
Emmy'ye... Böyle bir umursamazlık olabilir mi?
Sanırsınız zorla ve apar topar evden alınarak götürülmüşler.
Antalya Film Festivali, ülkemizin en önemli film festivaliyken,
oyuncularımızın kırmızı halıya layık gördükleri kıyafetler bunlar
mı yani?
Kimsenin kılık kıyafetine bakmam, kendim de jean-tişört gezen
biriyim ama bunu kabul edemiyorum. Bir tane adam gibi, geceye
yakışır bir kıyafetle kırmızı halıda yürüyen çıkmaz mı yahu!
Bugün bir oyuncu, 'Antalya Film Festivali'ne gidiyorum' deyip hangi
ünlü tasarımcının kapısını çalsa, onun için neler neler
tasarlarlar... Elbisesinden takılarına, ayakkabılarına, çantalarına
kadar sponsor olurlar. Ama önce niyet olacak, önce işine saygı...
Benim sözlüğümde bu, düpedüz saygısızlıktır.
Ekmek yediğiniz sektöre ve orada emek veren herkese
saygısızlık.