Kiremitçi, Yaprak Dökümü'nü neden red etti?
İşte edebiyat uyarlaması bir dizinin tutacağına inanmadığı için Yaprak Dökümü'nün senaryo ekibinde olmayı reddeden o ünlü köşe yazarı...
TUNA KİREMİTÇİ / HÜRRİYET
Yaprak Dökümü ve ben
Yaprak Dökümü’nü niye ben yazmadım?” diye sorsam, kitap kurdu olduğunuz için yapıştırırsınız hemen: “Çünkü onu yazan Reşat Nuri”.
O zaman hemen ekleyeyim: Diziden bahsediyorum.
2006 başları... Elmax’ın Nişantaşı’ndaki ofisinde, Ekrem Çatay ile
toplantıdayız.
Heyecanla projesinden bahsediyor: Reşat Nuri’nin “Yaprak Dökümü”
romanını dizi yapacak.
“İki çok yetenekli senarist arkadaşımız var” diyor: “Sizin de
onlarla çalışmanızı istiyoruz.”
Projeye kendisinin başlayacağını, rayına oturduktan sonra oğlu
Kerem’e devredeceğini söylüyor.
Belli ki güveni tam; hem oğluna hem de projesine...
O ısrar ediyor, ben direniyorum.
Sonunda veriyorum tarihi cevabımı: “Beni affedin Ekrem Bey, şahsen
edebiyat uyarlaması bir dizinin tutacağına inanmıyorum!”
¡¡¡
Gülmeyiniz; tarih böyle sivri zekâlı laflarla dolu...
Henüz yolun başındaki The Beatles’ı dinleyip “Liverpool’dan gelen
bu çocuklarda iş yok!” diyen dahi plakçı var mesela.
Sonra “Telefon denen bu yeni icatta hiçbir gelecek göremiyorum!”
diyen yatırımcı var.
Övünmek gibi olmasın, işte ben de bu kervana katıldım. Nedenimse
basitti: Ekrem Bey’in vizyonuna kafam basmamıştı. Hatta toplantıdan
çıkınca kendi kendime “yazık...” demiştim: Adamcağızın emekleri
boşa gidecek.
¡¡¡
“Yaprak Dökümü”nün ilk günden beri senaristliğini yapan Ece
ve Melek, gerçekten de hem ece ve hem de melek gibi iki arkadaştır.
Ne zaman bir yerlerde karşılaşsak bu olayı hatırlar, gülüşürüz.
Melek beni teselli etmek için “ama sen olsaydın biz meşhur
olamazdık” der.
Ben olsaydım bu dizi bu kadar güzel olur muydu orası tartışılır ama
büyük işlere imza atmanın vizyon gerektirdiği tartışılmaz. “Yaprak
Dökümü”nden alınacak dersler çok bu yüzden.