Kır klavyeni ve çek git Tatari!..
Bu yazı Tuğçe Tatari’ye ve ondan nedense vazgeçemeyen İsmail Küçükkaya’ya…
GAZETECİLER.COM -
“Gazetecilik” değil “Gazeteci”
kirleniyor…
“Gazeteci”yi kirletenlerin en başında
da AKŞAM Gazete’sinde ısrarla yazdırılan üç kişi geliyor: “Oray
Eğin, Tuğçe Tatari, Yiğit Karaahmet”…
Bu yazı Tuğçe Tatari’ye ve ondan
nedense vazgeçemeyen İsmail Küçükkaya’ya…
Elbette bir meslektaşımızın
işinden olmasını istemeyiz ama “meslektaşımızın” işinden olmasını
istemeyiz…
Bu yukarıda isimlerini
saydıklarımın hangisine gönül dolusu “meslektaşım”
diyebilirsiniz…
Tuğçe Tatari,
AKŞAM’da (İsmail Küçükkaya gibi tepeden
tırnağa bir gazetecinin yönettiği AKŞAM’da) Sevilay Yükselir için
çirkinden de öte, tiksinti verici bir iftira
attı…
“Sevilay burun
estetiğini bedavaya yaptırdı. Ameliyatı yapan doktora da, 'Bana
güzel bir burun yap. Ben de senin haberlerini yapıp, seni
parlatayım' dedi ama bir daha da o doktorun yüzüne bakmadı. Böylece
Sevilay gazetecilik gücünü kullanarak mesleki ahlaksızlık
yaptı!" diye yazdı...
Eğer doğru ise Sevilay’ın, değilse
Tuğçe’nin gazetelerindeki köşelerinden, evlerindeki köşelerine
çekilmeleri gerekirdi…
Sevilay
bugün, burun ameliyatı olduğu hastanenin ücretini
"belge" ile kanıtladı...
Bizzat kendi kredi kartı ile
ödemiş ameliyat parasını…
“İyi ki nakit
ödememişim” diyerek herkese de
“ders” vermiş…
“Aman ha!”
demeye getirmiş. “Siz siz olun, bu tür ödemeleri
kredi kartınızla yapın”…
Sevilay, kendini
akladı…
Şimdi sıra Tuğçe’de…
Peki o nasıl
temizlenecek?...
Bir yazı yazıp, AKŞAM’a veda
ederek…
Sevilay’dan önce, okurlarından özür
dileyerek…
Gazete yönetiminden özür
dileyerek…
Çünkü bu yalanı, AKŞAM’ın yalan
haberlerine eklenerek gazetenin itibarını zedeleyecek…
Gelelim, İsmail
Küçükkaya’ya…
Ciddi bir kitle gazetesinin genel
yayın yönetmenine yakışanı yapacak…
Tuğçe
ilk yazısında özür dileyip yazmaktan vazgeçmezse
İsmail Küçükkaya yapacak o işi: “Lütfen istifa et aksi halde
kovulacaksın” diyecek…
Ve Prof. Nazım Durak…
Tuğçe’nin haberi biraz da “dedikodu”
kokuyor sanki…
Nazım Hoca,
Nişantaşı sakinlerindendir…
Acaba, kendisi gibi Nişantaşı
sakini olan Tuğçe’yle bir kafe, bar veya bistrolardan birinde
karşılaştıklarında “boş boğazlık” yapmış olabilir
mi?..
O zaman Sevilay’ın yapması
gereken, Tabip Odalarına başvurmak olacaktır…
Öyle ya da böyle…
Sevilay,
yayımladığı belge ile kendini
akladı…
Sıra Tuğçe ve Nazım
Hoca’da…
Ve Küçükkaya’da
elbette…