Kim takar bu gazeteleri, kim takar?
...... söylediklerine “ideolojik” pencereden baktıkları için, Fehmi Koru’nun verdiği “Gazetecilik Dersleri”ni anlamıyorlar…
Taha Kıvanç geçen gün bir tekerlemeyi koymuştu makalesinin
başlığına…
Bu kez de bir şarkının
sözlerini…
Tabii az biraz
değiştirerek…
“Kaim arar seni kim arar”
dememiş de; “Kim takar gazetecileri kim takar”
demiş…
Biz erkek milleti ise onu çok daha
farklı söyleriz…
“Kim şaapar seni ki şaapar”
falan…
Neyse…
Konumuz o değil…
Hatta “konu” da değil dersimiz
“Gazetecilik” ve “Gazeteciler”.
Taha Kıvanç mahlasıyla olsun, kendi adıyla (Fehmi Koru) olsun arkadaşımız
(kimimizin ağabeyi), mesleği ile ilgili anlayana çok önemli ve
hatta değerli dersler veriyor…
Ama…
Kimi meslektaşlarımız
söylediklerine “ideolojik” pencereden baktıkları için, Fehmi
Koru’nun verdiği “Gazetecilik Dersleri”ni
anlamıyorlar…
Algılayamıyorlar…
“Doğan Gurubuna kapağı atmak için
yapıyor” diyenler bile var…
Neyse…
Taha Kıvanç (Keşke bu makalesi “Fehmi Koru imzası” altında yayımlansaymış)
bu kez, Yunanistan basınından bir örnek (kötü) vermiş…
Yunan gazetelerinden bazılarının erken baskılarında, Başbakan
Erdoğan’ın Yunanistan’ı ziyaret ettiği ve hatta “soğuk
karşılandığı” haberi yer alıyormuş…
Oysa biliyorsunuz ki Erdoğan son
dakikada rahatsızlandığı için Yunanistan’a gidemedi…
Taha Bey, Yunanistan
örneğini verdikten sonra merhum Turgut Özal’ın
bizim gazetecilerle olan ilişkilerinden söz etmiş…
Öyle ilginç ki
anlattıkları…
Lütfen okuyun…