Keşkeler mezarlığı…

Sevgisiz aşkların, samimiyetsiz dostlukların mezar taşlarına her zaman “keşke” notu düşülmüştür gözyaşlarıyla…

ADNAN BERK OKAN
Siyaset ve medyanın bulunduğu her yerde, mutlaka bir “keşke” mezarına basarsınız…
Taciz edilmiş ruhların, öğütülmüş onurların üstünde hep, “keşke” yazar…
Sevgisiz aşkların, samimiyetsiz dostlukların mezar taşlarına her zaman “keşke” notu düşülmüştür gözyaşlarıyla…
“Keşke” diye başlayıp “özür” dilemeyi de “keşke” diye başlayıp bizden özür dileyeni de çok seviyoruz…
Hâsılı…
Hepimizin hayatı ne (yazık ki ) “keşkeler” ile dolu…
 
                                 ***
 
Dönüşü olmayan yollara düşmek demektir “keşke”…
Hatalarımızın, kusurlarımızın “arsız, yüzsüz” ama “erdem” yüklenmiş ifadesidir…
Camları silmek değil, kirli camlara dönüp bakmaktır...
Farkında mısınız son günlerde ne çok “keşke” diyen var…
Kimisi siyasette…
Kimisi askeriyede…
Kimisi bürokraside…
Kimisi medyada…
Kimisi sanatta…
Kimisi iş dünyasında…
Ve hatta “seks" hayatında…
 
                                 ***
 
“Keşke”…
Oh ne kolay…
“Anneni taciz ettim ama keşke o da bana….”
“Seni soydum soğana çevirdim ama keşke sen de beni….”
“Sana ihanet ettim ama keşke sen de bana……”
“Başında türban var diye seni garnizona almadım ama keşke sen de o gün….”
 
                                 ***
 
Temel, ağır bir suçtan dolayı idama mahkûm olur…
Gün ağarırken çıktığı sehpada son arzusu sorulur…
“Ha bu bağa iyi bir ders oldu da” der Temel…
Buyurun size “dönüşü olmayan bir keşke” daha…
Yani…
Asla uygulamaya konulamayacak bir derstir “keşke”…
Nasıl ki “yalan yalanın mayasıysa”, “keşke” de binlerce gelecekteki “keşke”nin mayasıdır…
 
                                 ***
 
Şimdi aklıma geldi…
MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli, bazı medya patronlarının adlarını vererek, servetlerinin şaibeli olduğunu ve sahip oldukları medya gücünü iktidara yalakalık yapmak için kullandıklarını söyledi ya…
Çok geçmeden kendisi değilse bile ekibinden birilerinin “keşke” diye başlayarak yaptığı konuşmadan pişman olduğunu duyacağız…
Sadece Bahçeli veya adamları mı?..
Hayır…
Bahçeli’nin, ortalama ahlâk sınırını zorlayan o konuşmasına “haklı bir tepki koyan” ve hatta ağzının payını veren Ciner Gurubu dışında; sessiz kalıp, Bahçeli’yi daha fazla öfkelendirmemeyi tercih eden diğer üç gurubun patronu da (Ahmet Çalık, Ferit Şahenk, Akın İpek) “Keşke” deyip devam edecekler…
“Keşke biz de Ciner gibi şu Bahçeli’nin ağzının payını verseymişiz”…
 
                                 ***
 
Hâsılı…
Önemli olan sonradan “keşke” diyeceğimiz o hataları hiç yapmamaktır…
Çünkü kirlettiğimiz camı kırdıktan sonra temizlemeye kalkmak hiç de akıl kârı değildir…
Önce ateş edip sonra nişan alacağımıza; önce nişan alıp, tetiğe sonra basmalıyız…
Belki de “karavana” atacağımızı veya hedefin menzil dışında olduğunu görüp, hiç ateş etmeyiz…