Keşke hiç çıkmasalar ekrana...
Gazetelerde köşeleri olanlar anayasa değişikliğini anlatmıyor… Anlatmak için çabalıyorlar… Yanlışlarını düzeltmek için çabaladıkça… Daha da çok yanlış yapıyorlar… Keşke hiç çıkmasalar ekrana…
Mevlana, aklı ve bilgisiyle iş görmeyen
birini, “eşek” metaforuyla anlatır Mesnevi’de…
Meselâ…
I. Cildin 12.,13.
Beyitlerinde, kuyruğunun altına diken batırılan eşek
örneğini verir…
*
Adam, eşeğin kuyruk altına diken
batırır…
Canı yanan eşek onu oradan çıkarmak için sürekli
sıçrar…
Çifteler savurur…
Sıçrayıp savurdukça çifteler…
Daha çok batar eşeğe diken…
*
Hiç sıçramasa…
Kımıldamadan dursa
yerinde…
Belki de hiç yanmayacak canı…
Ve her sıçrayışında…
Yaralanmayacak bir başka
yeri…
*
Teşbihte hata
olmaz…
“Evet” cephesi adına televizyona çıkanlar
(Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ı tenzih ederim.) ile…
Gazetelerde köşeleri olanlar anayasa değişikliğini
anlatmıyor…
Anlatmak için
çabalıyorlar…
Yanlışlarını düzeltmek için çabaladıkça…
Daha da çok yanlış yapıyorlar…
Keşke hiç çıkmasalar ekrana…
Keşke kalan 16 günde hiç yazmasalar
yazı…
*
Keşke sadece Cumhurbaşkanı ve Başbakan istese “Evet” oyunu…
Keşke Kılıçdaroğlu aleyhinde tek söz etmeden…
Keşke CHP’nin adını bile
anmadan…
“Bize güvenin” deseler ve ekleseler: “Çünkü biz size hep
güvendik”…
TAHAMMÜLSÜZ…
Berna Laçin, "Hayırlı kandiller"
yazmış…
Hakarete uğramış...
*
“Hayırcılar” da…
“Evet” diyeceklerini açıkladıkları için
Rıdvan Dilmen ve arkadaşlarına yapmadığı
bırakmamıştı…
*
Yani…
Alın hayırcının geri zekâlısından…
Vurun evetçinin aptalına…
Alın evetçinin aptalından…
Vurun hayırcının geri zekâlısına…
Hepsi aynı…
Yani: Tahammülsüz…
YABAN EŞEKLERİ
GİBİLER…
Ahmet Taşgetiren’in yazılarını severek okuyorum…
Her bir yazısı ders niteliğinde…
Akil bir insandan öğütler mesabesinde…
*
Müddessir Suresi
49, 50 ve 51. Ayetlerde
de; öğütten/nasihatten
yüz çevirip kaçan
kimseler, aslandan ürküp kaçan
yaban eşeklerine
benzetilmiştir…
*
İnanmayana lâfım yok…
İnanmayan belli ki Taşgetiren’in öğütlerini işine gelmediği için
sevmiyor…
*
Ama…
İnananların öğüt veren Ahmet
Taşgetiren’e saldırmaları çok fena…
Çok fena çok…
ÇEVRENİZDE KİMSE KALMAYACAKTIR…
“TİTAN Saadet Zinciri”
adını verdikleri bir oyunla, milyonlarca
kişiyi dolandırmaktan yargılanan Kenan Şeranoğlu 10 yıl
hapis yattıktan sonra tahliye
olmuştu…
*
Hürriyet’ten Dinçer Gökçe, fikri takip yapıp
bulmuş Şeranoğlu’nu…
O günleri ve son günleri
konuşmuşlar…
Şeranoğlu 20 yıl öncesi için şöyle
diyor:
*
“İki büyük tutkum vardı: Lüks otomobiller ve
pahalı saatler. Şu kadarını söyleyeyim, altımdaki son Lamborgini
aldığım 11’inci otomobildi. Aldığım saatlerin bugünkü değeri
tahminen 1 Milyon Euro
seviyesindeydi.”…
*
Ve bugün için
söyledikleri:
“Eski, şatafatlı, lüks içinde geçen hayatımdan
çok uzağım. Kız arkadaşımla kiralık bir evde kalıyorum. Arkadaşım
olmasa evin kirasını dahi ödeyemem. Ferrari, Lamborghini, Cherokee
marka bir dizi lüks otomobilim vardı şimdi ise İstanbul Kart ile
toplu taşıma araçlarını kullanıyorum. Aylık gelirim asgari ücret
seviyesinde”.
*
Ey bugünlerin asla bitmeyeceğini
zanneden “yeni güç” sahipleri…
Unutmayın ki…
Çevrenizdeki saygı sizin şahsınıza değil; gücünüze, paranıza…
O güç bittiği gün…
Çevrenizde kimse
kalmayacaktır…
Ona göre…
O KADAR DA SALAK DEĞİL
YANİ…
Arkadaşım sıradan biri…
Ama…
Buna rağmen telefonda siyasi bir laf etmekten çok
korkuyor…
“Telefonlar dinleniyor”
diyor sanki o ve ben kimsenin umurundaymışız
gibi…
*
ABD başkonsolosluğu
Adil Öksüz’ün telefonuna bir not bırakmış…
Hem de 15 Temmuz başarısız darbe
girişiminden 6 gün
sonra…
Ve…
O nottan bizimkilerin çıkardığı sonuç:
Adil Öksüz CIA ajanı…
*
Yahu arkadaş…
Sıradan biri bile telefonların dinlendiğinden şüphe
ederken…
ABD Başkonsolosu
o kadar salak mı ki…
O günlerde…
Günde 50 kere
görüntüleri ekranlarda
yayımlanan Öksüz’ü konsolosluğun resmi kayıtlı
telefonundan arayacak…
*
Tamam…
Amerikalılar “kaka çocuk” ama…
O kadar da salak değil
yani…
İNSAFINIZ KURUSUN
LAN…
Şu bizim gazeteci milleti vallahi çok komik …
Kimisi “evet” çıkarsa sandıktan kıyamet kopacağını iddia
ediyor…
Kimi ise “hayır” çıkarsa kıyametin kopacağına inandırmaya
çalışıyor okurlarını…
*
Kimi sandıktan
“hayır” çıkarsa Türkiye’nin ABD ve AB tarafından işgal edileceği palavrasını
sıkarken…
Kimi ise sandıktan “evet” çıkarsa memleketin satılacağı yalanına
sarılıyor…
*
İnsafınız kurusun
lan…
Yahu…
Evet de çıksa
sandıktan…
Hayır da çıksa hiçbir şey
değişmeyecek…
Hiç…
Hem de hiç…
SEVDİĞİM BİR SÖZ:
Ünlü Fransız şair, yazar ve
düşünür Paul Valery diyor ki:
“Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin
üstesinden gelmeye çalışır…”
Yakup
MURAT
yakupmurat@gazeteciler.com