Keşanlı, eleştirmenlerden vize aldı mı?
"Keşanlı Ali Destanı" cumartesi günü seyirciyle buluştu. İlk bölümüyle AB'de 1., Total'de 3. olan diziyle ilgili eleştirmenler ne yazdılar?
Kanal D'nin iddialı dizisi "Keşanlı Ali Destanı" cumartesi günü
seyirciyle buluştu. İlk bölümüyle AB'de 1., Total'de 3. olan
diziyle ilgili eleştirmenlerin tereddütleri var.
İşte o tereddütler ve uyarılar...
Sina KOLOĞOLU/MİLLİYET Cadde
KEŞANLI DURUMLARI
‘Keşanlı Ali Destanı’ üzerine çok çeşitleme yapıldı. Gülriz
Sururi-Engin Cezzar oynadı. Devlet Tiyatrosu oynadı. Filmi çekildi,
Fikret Hakan oynadı. Televizon için çekildi. Şimdi Kanal D’de.
Otantik haliyle, meraklısına sahne üzerinde oynanarak rahat
bırakılası bir eser olarak kalmalıydı...
Artık televizyon tarihimizde de “Özel bir televizyon olan Kanal D
için, ünlü yönetmen Çağan Irmak da çekmişti”
diye yerini de alacak. O kadar.
Plato kurmak için para dökülmüş. Aynı ilgi ve alaka, artistik ve
senaryo üzerinde yapıldı mı? Yalçın Tura’nın müziği bu oyunun temel
taşıydı. Bunun dizi için yeniden yorumlanması gerekiyordu. Bunun
içinde Yalçın Tura’nın gönlünün alınıp bu işin içine bizzat
katılması gerekiyordu. Zor bir işti, çok göz önündeki bir oyunun,
çok izlenir bir dizi haline getirilmesi için daha fazla zamana
ihtiyaç vardı gibime geldi izlerken.
Mehmet GÜLER/HABERTÜRK
Bana tiyatro yapma
Kanal D'nin merakla beklenen dizisi Keşanlı Ali Destanı cumartesi
akşamı perdesini açtı. Tüm kişilerde üçüncü, AB Grubu'nda ise
birinci sırada yer aldı. Belli ki üzerinde çok çalışılmış, kaliteli
bir iş Keşanı Ali. Nejat İşler'in ve Belçim Bilgin'in
performansları da ortalamanın üstünde, gayet iyi. Fakat dizi çok
fazla tiyatro havası taşıyor. Umarım seyirciyle aralarındaki bağı
koparmaz, üzerlerindeki teatral havayı dağıtmayı başarırlar ve
reyting çarklarına kurban olmazlar. İşin bu kısmına özellikle
dikkat etmeli, seyirciyle aralarında daha sıcak daha samimi bir
iletişim yolu bulmalı, kanalı açmalılar. Yoksa zor işleri; çünkü
seyircinin hiç alışık olmadığı bir şey ortaya getirdikleri. Ben
şimdiden uyarıım yapıyorum...
Burhan AYERİ/AKŞAM
Keşanlı Ali Destanı'nın televizyona uyarlanmış hali başladı. Baştan
söyleyelim, kimse bozulmasın. Döneme uyarlama kötü. Mekan kullanımı
aynı şekilde. Birilerinin 'Harika Çocuk' dediği Çağan Irmak,
başarısız. Keşke, kurgu 2011'e uyarlansaydı. Ekip içinde tek
başarılı var; Belçin Bilgin. Bu kız, Zilha rolünde mükemmel.
ASABİ ADAM/STAR
Keşanlı Ali ne olur?
Keşanlı Ali’nin ilk bölümünün sonucu Kanal D yönetimini ne kadar
tatmin etti bilmem. AB’de gelen birinciliğe sevinmeleri de mümkün
total’deki üçüncülüğe üzülmeleri de... Keşanlı Ali’nin ilk bölümünü
sadece reyting tablosuna bakarak açıklamak hata olur aslında...
Şimdi biraz geriye gidelim, Asmalı Konak rüzgarının en sert estiği
döneme... Arkada batan güneş, onların hemen önünde peri bacaları ve
öne doğru düğünde halay çeken insanlar... Görüntüleri anlatmak
kolay değildir ama şimdi Keşanlı Ali’yi yöneten Çağan Irmak işte
böyle unutulmaz görüntüleri ortaya çıkaran adamdır. Keşanlı Ali’de
bana tatsız gelen şey repliklerin tiyatro tadında olmasıydı.
Tiyatroda söz dekordan daha öndedir ama dizide de böyle olması
gerekmez. Cumartesi akşamı Keşanlı Ali’de fazla tiyatro havası
vardı sanki yoksa ne oyuncu kadrosunu ne de rejiyi tartışmak doğru
değil. İşin bir de saat boyutu var, acaba 19.58’de yayına başlamak
bir tatil akşamı için fazla aceleci bir tercih mi oldu?
TELESİYEJ/TARAF
Keşanlı Ali Destanı’ dizisinin yapısal sorunları
var!
Keşanlı Ali Destanı, keşke sahnede kalsaymış hep!
Dizileştirilince, –her şeyden önce– Haldun Taner’in eserinin yapısı
bozulmuş çünkü, hatta neredeyse yok olmuş.
Keşanlı Ali Destanı, tiyatromuzun ilk epik esintili denemelerinden
biriydi. Ve seyirci tarafından ilgiyle karşılanmıştı zamanında.
Daha önceki şarkılı yerli metinlerin sahnelenmelerinin
basitliğinden, özentiliğinden sonra, özgün ve ciddi sahneleme
yöntemiyle iyi bir örnek oluşturmuştu.
Şimdi bu kadar zamandan sonra, hangi gerçeklik bağlamında ele
alınıp da televizyon dizisi yapılması düşünülmüş, anlamak zor.
Dizinin ilk bölümünden çıkardığım sonuca göre, Keşanlı Ali Destanı,
bu haliyle ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranmış durumda; orijinalinin
özü sanki korunmuş.. ama sanki korunmamış da; yapısı sanki
bozulmamış.. ama sanki dramatikleşmiş de; biçimi ise üç şeyin
talihsiz bir karışımı haline gelmiş.. tiyatro-sinema-tv dizisi!
Ortaya, seyri yorucu, akıcılığı (hareketi) zorlama, karakterler
arası ilişkilerin hiçbir ifade gerçekliğine uymadığı (ne
müzikalimsi, ne sinemamsı, ne de tv dizimsi ) bir tanımsız ve
türsüz dizi çıkmış.
Keşanlı Ali Destanı dizisi zorlanmış bir mekâna sahip ayrıca.
Mahalle hayali ve kurgusal (popülist bir dekorculuk ürünü),
dolayısıyla mahallenin hayatı da hayalî ve hayli kurgusal. Zorlama
bir masal havası da estirilmiş sanki.
Yönetmen Çağan Irmak’ın harcadığı efor, özellikle drama açısından
ne yazık ki bir varlık çıkaramamış ortaya. (Zaten sinemadan
televizyona geçiş her zaman netameli ve risklidir bir yönetmen
için.
Yazının devamını okumak için