Kemal Öztürk
Kemal Öztürk'ü alkışlıyoruz çünkü...
Kemal Öztürk, Yeni Şafak'taki "Mış gibi demokratlar" isimli köşe
yazısında, bir dönem Türkiye'sinde insanların nasıl
ötekileştirildiğini çok güzel özetlemiş. Gazetecilerin, dini
inançları nedeniyle medyada nasıl tasfiye edildiklerini, kapıların
yüzlerine nasıl kapatıldığını anlatan Öztürk, o günlerin özetini şu
ifadelerle vermiş:
"Halide Edip Adıvar'ın hayatını konu edinen bir belgesel
için sponsor olarak İş Bankası ile anlaştım. Banka son anda
vazgeçti, gerekçesi ise Kanal 7'de, Yeni Şafak'ta çalışan biri
olmamdı.
Ne TRT, ne de Anadolu Ajansı, bizim gibi gazetecileri
kapısından içeri sokmadı, hiçbir proje teklifimize evet demedi.
Anasol D Hükümeti'nin hiçbir bakanı, hiçbir devlet kurumu
yöneticisi, bir gazeteci olarak bizimle görüşmedi. Uzun yıllar
televizyonlar bizi ekranlara çıkarmadı, gazeteler görüşlerimizi
sormadı, yayınevleri kitaplarımızı satmadı. Yıllarca ambargolu bir
hayat sürdük. "
İnsanları oturdukları semtlere göre ayırıp maddi gücü olmadığı için
kötü hayat şartlarında yaşayan insanlara dönemin manşetlerinde
"varoşlar" diye hitap eden o yılların hakim medya anlayışının halkı
dini inançlarına göre de nasıl sınıflandırdığını ve nasıl yok
etmeye çalıştığını tekrar hatırlamamıza yardımcı olduğu için Kemal
Öztürk'ü alkışlıyoruz.