Kemal Öztürk yazdı: Yorgun zihinlerin adası

Habertürk yazarı Kemal Öztürk, bugünkü köşesinde "Yorgun zihinler adası" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

"Bedeni yoran şey hareket etmekse, zihni yoran şey de onu sürekli uyarmaktır" diyen Habertürk gazetesi yazarı Kemal Öztürk, çağımız insanının günde 7-8 saati internette, sosyal medyada, telefonda, bilgisayar ya da televizyon karşısında geçirdiğine dikkat çekti. "Zihin her gün 7-8 saat milyonlarca bilgi, paylaşım, fotoğraf, videoyu algılamak zorunda. Hepsini okuyor, yorumluyor, bir kısmını depoluyor, bir kısmını siliyor…" diyen Öztürk, "Çağın hastalığına yakalandık çoğumuz" diye ekledi:

Yorgun zihnin dışa vuran en belirgin komplikasyonu tahammülsüzlük. İnsanlar artık eskisi gibi hoşgörülü ve tahammüllü değiller. Çocukların sesine ve yaramazlıklarına tahammül edemiyor anne babalar. İnsanlar birbirini dinlemeye ve anlamaya tahammül edemiyor. Trafikteki en küçük tartışma şiddete dönüyor. Hayvanlara acımıyor, hatta şiddetlerini onlara yöneltiyor bazı insanlar. Siyasi tartışmalar, ideolojik kamplaşmalar, kutuplaşma tahammül sınırları yıkılmış insanlar sayesinde daha da derinleşiyor, keskinleşiyor.

YENİ BİR TEŞHİS GEREKTİREN HASTALIK

Buna “stres, depresyon” diyerek kestirmeden teşhis koymak ve işin içinde çıkmak niyetinde çoğu psikiyatristlerimiz ve psikologlarımız. Sonra da antidepresanlarla sorunu çözmek istiyorlar. Oysa bu başka bir şey olsa gerek. Buna yeni bir isim, yeni bir teşhis gerekli. Dolayısı ile yeni tedavi yöntemleri geliştirilmeli. Bu insanların yaşam sevinçlerinin tükendiğini de görüyorum. Hayattan zevk almıyorlar. Mutsuzlukları karamsarlığa dönüşüyor çoğu kez. Sonra öfkeye ve şiddete eviriliyor. Yorgunlar ve bunun bedensel bir yorgunluk olduğunu düşünerek dinlenmek istiyorlar. Oysa bedenleri yorgun değil, zihinleri ve ruhları yorgun.

Yazının tamamı için tıklayınız